casual (sıfat) Raslantısal, rastgele, tesadüfî Today, I attended a casual meeting which I hadn’t got any preparations. (Bugün hiç hazırlığımın olmadığı ve rastgele gerçekleşen bir toplantıya katıldım.) Gündelik (iş) After six months of unemployment, finally I could found a casual job in a restaurant. (Altı ay boyunca süren bir işsizlik sonrasında, sonunda bir lokantada gündelik bir iş bulabildim. Günlük (giysi) Most of the time I like to wear casual clothes. (Çoğu zaman günlük kıyafetler giymeyi…

Official Türkçe ne demek? official (isim/sıfat) memur, yetkili, resmi görevli, memura yaraşır, memuriyete ilişkin When we asked the official to help us, she treated us as if we wanted her life.(Yetkiliden bize yardım etmesini istediğimizde, bize onun canını istemişiz gibi davrandı.) This is an official service crime and only a government official can commit this crime.(Bu memuriyete ilişkin bir suçtur ve bu suçu ancak bir devlet memuru işleyebilir.)He had some problem with officials.(Yetkililerle bazı sorunları…

Honey Türkçe ne demek? Honey (isim) Bal He remembered that he had seen many bees flying among these flowers and gathering honey from them.(Bu çiçekler arasında uçan ve onlardan bal toplayan birçok arı gördüğünü hatırladı.) Dean looked up from squeezing honey from a plastic bear onto a piece of whole wheat toast smeared with peanut butter.(Dean başını kaldırıp, plastik bir ayıdan fıstık ezmesi bulaşmış tam buğday ekmeğinin üzerine bal sıkarak baktı.) Among its natural productions…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!