remove (fiil) Kaldırmak, sökmek, çıkarmak Dylan removed his jacket and put it on the couch. (Dylan ceketini çıkartıp koltuğa koydu.) You should carefully remove your bandage. (Sargını yavaşça çıkarmalısın.) She yelled him to remove his hand. (Elini kaldırması için bağırdı.) Ortadan kaldırmak, sona erdirmek Please clean the kitchen after you remove the plants. (Lütfen bitkileri ortadan kaldırdıktan sonra mutfağı temizle.) The show was removed after last night’s episode. (Dün geceki bölümden sonra dizi sona erdirildi.)…

serenity (isim) Sukünet, sakinlik, huzur, dinginlik When you find serenity and happiness, everything will be fine.(Huzur ve mutluluğu bulduğunda her şey yoluna girecek.)Inside the cafe, there was a feeling of serenity.(Kafenin içinde bir dinginlik hissi vardı.)Serenity of mind and heart is important more than anything in the world.(Aklın ve kalbin suküneti dünyadaki her şeyden daha önemlidir.)Your soulmate should give you serenity.(Ruh eşiniz size huzur vermeli.)I love going to he mountains every weekend for serenity.(Sakinlik için…

flow (isim) Akış, cereyan, akım, akıntı The flow of energy between two sides was obvious. (İki taraf arasındaki enerji akışı açıkça görülebiliyordu.) When we left the party, we sat by the river until the water flow stopped. (Partiden çıktıktan sonra su akıntısı durana kadar nehrin yanında oturduk.) It is very difficult to try to swim against the flow. (Akıntıya karşı yüzmeye çalışmak çok zordur.) flow (fiil) Akmak, akmaya başlamak When I saw her, my tears…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!