sadist (isim) Sadist, elezer, acı çektimekten (özellikle cinsel anlamda) hoşlanan kişi Lily has a psychological disorder named sadism. She gets pleasure from hurting people around her. (Lily’in sadizm denilen psikolojik bir rahatsızlığı var. O, etrafındaki insanlara acı çektirmekten keyif alıyor.) My grandfather was a sadist person and he was literally torturing my grandmother. (Büyük babam sadist bir insandı ve büyükanneme resmen eziyet ederdi.) Alan’s sister is sadist but she still can’t accept it. (Alan’ın kız…

League of Legends şüphesiz ki ülkemizde en çok oynanan oyunlardan biri. Oyun oynarken oynadığınız oyunların dilini İngilizce olarak ayarlamanız İngilizce kelimeleri daha rahat öğrenmenizi sağlayacaktır ve kelime dağarcığınızı geliştirecektir. Oyuncular her ne kadar penta attıkları zaman çıkacak olan “pentakill” seslendirmesi için League Of Legends İngilizce yapmak isteseler bile bu basit dil değişikliği İngilizce dinleme alışkanlığı kazandıracaktır. Riot Games oyuncular için maalesef ki oyun dilini değiştirme özelliğini kaldırmıştı. Yani Türkiye sunucusunda oynayan oyuncular için oyun dili…

live (fiil) Yaşamak, ikamet etmek, ömür geçirmek, naklen, zinde They live in a two-story, blue-colored detached house. (Onlar iki katlı, mavi renkte olan müstakil bir evde yaşıyorlar.) Did you know that tortoises can live up to 200 years old? (Kara kaplumbağalarının 200 yaşına kadar yaşayabildiklerini biliyor muydun?) live (sıfat) Canlı, canlı yayın It is necessary to be extremely careful in live animal markets due to the risk of infectious diseases. (Canlı hayvan pazarlarında bulaşıcı hastalık…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!