over (zarf)
- Üstüne, üzerine, üzerinde, üzerinden, aşkın, fazla
- There were over 500 participants at this year’s meeting.
(Bu yılki toplantıda 500’ü aşkın katılımcı vardı.)
- My father jumped over the fence to enter the house.
(Babam eve girmek için çitlerin üzerinden atladı.)
- Üst üste, art arda, sürekli
- Alice called me over and over tonight.
(Alice bu gece beni defalarca kez aradı.)
- Öbür tarafında, karşı yakasında
- My sister lives just over the river.
(Kız kardeşim nehrin karşı yakasında yaşıyor.)
- Manny’s Pub is right over the road.
(Manny’nin Barı yolun hemen öbür tarafındadır.)
Over Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar
- Stop over: Mola vermek
- Mist over: Buğulanmak
- Pass over: Aşmak
- Take over: Devralmak
- Get over : Atlatmak
- Climb over: Aşmak
- Get over: İnanmak
- Get something over with: Bir şeyi bitirmek