nude (sıfat)

  1. Çıplak
  • Nude sunbathing is usually not allowed in beaches.

(Çıplak güneşlenmek genelde plajlarda izin verilmez.)

  • I think she is so brave for her nude poses we saw in a magazine.

(Bir dergide gördüğümüz çıplak pozları için çok cesur olduğunu düşünüyorum.)

nude (isim)

  1. Çıplak insan vücudu, çıplaklık, çıplak kimse
  • I don’t feel comfortable seeing nude in the photograph exhibition.

(Fotoğraf sergisinde çıplaklık görmek beni rahatsız ediyor.)

  • Children shouldn’t see nude in TVs.

(Çocuklar televizyonda çıplak insan vücudu görmemeli.)

nude (isim)

  1. Ten rengi
  • I redecorated my room by using shades of pink, nude and gray.

(Pembe, ten rengi ve gri tonları kullanarak odamı tekrardan dekore ettim.)

Nude Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Kelime Grupları

  • Sleep in nude: Çıplak uyumak
  • Nude photos: Çıplak fotoğraflar
  • Semi-nude: Yarı çıplak
  • In the nude: Çırılçıplak

Nude Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Naked
  • Bare
  • Undressed
  • Uncovered
Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE