High Türkçe ne demek?

High (sıfat, fiil, isim)

  1. Yüksek, zirve, ulu, muhteşem, üst, direnmek, kabarmak, dolgun(ücret), asil
  • If you want to reach a high position in the company, you have to work hard and win the boss‘s favor.
    (Şirkette yüksek bir pozisyona ulaşmak istiyorsanız, çok çalışmanız ve patronun gözüne girmeniz gerekiyor.)
  • The mountain we climbed was so high that after a while we could see the clouds from above.
    (Tırmandığımız dağ o kadar yüksekti ki bir süre sonra bulutları yukarıdan görebiliyorduk.)
  • Student: What does high means?
    (Öğrenci: High ne demek?)
  • Teacher: High means big.
    (Öğretmen: High büyük demektir.)

High Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Oluşturduğu Yapılar

high pressure: yüksek basınç
high price: yüksek fiyat
set a high value on: çok kıymet vermek
gamble for high stakes: büyük para için kumar oynamak
fly high: gözü yükseklerde olmak
high up: yüksek bir konuma sahip olmak
be in high spirits: neşesi yerinde olmak
climb high: yükseğe çıkmak
fall from high: yüksekten düşmek
ride a high horse: büyüklük taslamak

Eş Anlamlı Kelimeler

  • big
  • great
  • huge
  • immense
  • large
  • lofty
  • long
  • soaring
  • steep
  • tremendous
  • aerial

Zıt Anlamlı Kelimeler

  • humble
  • insignificant
  • little
  • miniature
  • minute
  • short
  • small
  • teeny
  • tiny
  • unimportant

Yorum Yaz

Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE