great (sıfat)
- Harika, müthiş, mükemmel
- I had a great history teacher back in highschool.
(Lisede harika bir tarih öğretmenim vardı.)
- You are the greatest mother of the world.
(Sen dünyanın en mükemmel annesisin.)
- I hope we will make a great profit this year.
(Bu yıl müthiş bir kâr elde edeceğimizi umuyorum.)
- Büyük, fazla, çok
- There are two types of crates in garage, the small ones and the great ones
(Garajda küçük ve büyük olmak üzere iki tip sandık var.)
- Ten thousand dollars is great money in Turkey’s conditions.
(On bin dolar Türkiye şartlarında çok büyük bir para.)
- A great blodshed occurred in highschool shooting.
(Okuldaki silahlı saldırıda büyük bir katliam meydana geldi.)
Great Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler
- Accomplished
- Aace
- Adept
- Compleat
- Complete
- Consummate
- Crack
- Crackerjack
- Educated
- Experienced
- Expert
- Good
- Master
- Masterful
- Masterly
- Practiced (also practised)
- Professed
- Proficient
- Skilled
- Skillful
- Versed
- Veteran
- Virtuos
- Big
- High