date (isim)
- Tarih, zaman
- 10 June 1988 is the date of my brother’s birth.
(10 Haziran 1988 ağabeyimin doğum tarihidir.)
- On the date of 1881, Mustafa Kemal Atatürk was born.
(1881 tarihinde, Mustafa Kemal Atatürk doğmuştur.)
- The start date of the school is October the 3rd.
(Okulun başlama tarihi 3 Ekim’dir.)
- Randevu, buluşma
- The first date with her was awesome.
(Onunla ilk randevu olağanüstüydü.)
- I will ask her out on a date.
(Ona buluşma teklifi edeceğim.)
- Hurma
- Date is an excellent substitute for sugar in healthy desserts..
(Hurma, sağlıklı tatlılarda şekerin yerine kullanılan mükemmel bir malzemedir.)
- My grandmother brought lots of dates from Mecca.
(Büyükannem Mekke’den bir sürü hurma getirmiş.)
date (fiil)
- Tarihlendirmek
- The sword dated on Medieval ages.
(Kılıç orta çağlardan gelmiştir.)
- These rocks dated on permian period.
(Bu kayalar permiyen döneminden gelmiştir.)
- Çıkmak, romantik ilişki içinde olmak
- He is dating with my best friend.
(O benim en iyi arkadaşımla çıkıyor.)
Date için Eş Anlamlı Kelimeler
- Appointment
- Rendezvous
- Duration
- Time
- Go out