busy (sıfat)

  1. Meşgul, başı kalabalık
  • Tonight I am very busy because the deadline of the project has arrived.

(Bu gece oldukça meşgulüm çünkü projenin teslim tarihi geldi.)

  • Mr. Mcgill is very busy right now but you can leave a message if you want.

(Bay McGill şu an çok meşgul fakat isterseniz bir mesaj bırakabilirsiniz.)

  • Recently he is very busy with all of the homeworks, exams and work.

(O şu sıralar ödevlerle, sınavlarla ve işle oldukça meşgul.)

  1. İşlek, yoğun, hareketli, faal
  • The Bosphorus is one of the most busy seaways in the world.

(İstanbul Boğazı dünyanın en işlek deniz yollarından biridir.)

  • Manchester – Birmingham is a very busy railroad especially on these days.

(Manchester – Birmingham özellikle bugünlerde oldukça hareketli bir demiryoludur.)

  • Unfortunately, hospitals are very busy at the moment because of pandemic.

(Malesef şu an hastaneler salgından dolayı oldukça yoğun.)

Busy Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Active
  • Assiduous
  • Bustling
  • Diligent
  • Employed
  • Engaged
  • Hopping
  • Industrious
  • Laborious
  • Occupied
  • Sedulous
  • Tied-up
  • Working
Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE