break (fiil/isim)
- Kopmak, kırmak, bozmak, parçalamak
- He breaks every toy we buy for him, so we don’t buy any more toys.
(Onun için aldığımız her oyuncağı kırıyor, bu yüzden artık ona oyuncak almıyoruz.)
- She was very upset when the chain of her favorite necklace broke.
(En sevdiği kolyesinin zinciri koptuğunda çok üzüldü.)
- Once a heart is broken it is very difficult to compensate.
(Bir kalp kırıldığında bunu telafi etmek çok zordur.)
- Student: What is the meaning of break?
(Öğrenci: Break ne demek?)
Teacher: Break means to crack.
(Öğretmen: Break kırmak demektir.)
- Ara, mola, paydos, tatil
- Schools will open after the summer break.
(Okullar yaz tatilinden sonra açılacak.)
- All I need is a break, I am so tired.
(Tek ihtiyacım bir mola, çok yoruldum.)
- It will be hard to take another break from now on.
(Bundan sonra başka bir mola vermek zor olacak.)
Break Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar
- Break up: Ayrılmak
- Break off: Kopmak
- Break down: Bozulmak
- Break into: Zorla girmek
- Tax break: Vergi indirimi
- Give somebody a break: Şans tanımak
Break Ne Demek? Break Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler
- Crack
- Gap
- Hole
- Breach
- Cleft
- Discontinuity
- Split
- Tear
- Smash
- Rive
- Fracture
Break Ne Demek? Break Kelimesi ile Zıt Anlamlı Kelimeler
- Start
- Advance
- Promote
- Raise
- Code
- Encode
- Persist
- Progress
- Follow
- Mind
- Observe