Rare Türkçe ne demek? rare (sıfat) nadir, eşsiz, benzersiz Even among the prize-winning roses, this one is a rare beauty.(Ödüllü güller arasında bile bu gül nadir bir güzelliğe sahip.) Rare specialty wools, such as cashmere, prized for their fineness, lightness and exceptional warmth.(Kaşmir gibi nadir özelliklere sahip yünler, incelikleri, hafiflikleri ve olağanüstü sıcaklıklarıyla çok değerlidirler.) The table was decorated with rare and beautiful plants and flowers.(Masa, nadir ve güzel bitkiler ve çiçeklerle süslenmişti.) I have…

sister (isim) Kız kardeş, bacı, abla My sister has a big farm upstate. (Ablamın taşrada büyük bir çiftliği var.) When I grow up, I want to work in my sister’s company. (Büyüdüğümde ablamın şirketinde çalışmak istiyorum.) Sophie’s sister is agressive but she still admires her. (Sophie’nin ablası çok agresif ama o hala ablasına hayran oluyor.) Hemşire, hastabakıcı, rahibe Tell me sister, will my brother survive? (Söyle bana hemşire, ağabeyim yaşayacak mı?) Florence Nightingale was a…

gross (sıfat) Müstehcen The teacher was expelled from the university and permanently banned for his gross actions against female students.(Öğretmen kadın öğrencilerine karşı yaptığı müstehcen hareketler sebebi ile üniversiteden kovuldu ve kalıcı olarak yasaklandı.) The principal called me and my wife to school because our son made some gross jokes to his friends(Müdür beni ve eşimi okula çağırdı çünkü oğlumuz arkadaşlarına bazı müstehcen içerikli şakalar yapmış.) This web page has been banned forever by the…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

Kasım Fırsatı Başladı! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
Kasım Fırsatı Başladı! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!