dark (isim/sıfat) Kara, karanlık, koyu, belirsiz, izbe, ışıksız Come home before it gets dark, I need to talk to you about an important issue. (Hava kararmadan eve gel, seninle önemli bir konu hakkında konuşmalıyım.) When Alex disappeared in the forest, she was terrified of the dark and wild animals. (Alex ormanda kaybolduğunda karanlıktan ve vahşi hayvanlardan çok korkmuştu.) Dark clouds covered the sky, I guess it will rain. (Kara bulutlar gökyüzünü kapladı, sanırım yağmur yağacak.)…

after (zarf) Sonra, sonraki, ardından, arkasından, müteakip It was never the same after the accident. (Kazadan sonra asla eskisi gibi olamadı.) I am very happy to be with you again after a long time. (Uzun bir aradan sonra tekrar aranızda olmaktan çok mutluyum.) After you resigned, Mark also resigned. (Senden sonra Mark da istifa etti.) I take a shower after I come from the gym. (Spordan geldikten sonra duş alırım.) Dessert should be eaten after…

other (sıfat) Öteki, başka, diğer In other words, it’s none of my business. So, I don’t care. (Başka bir deyişle, bunların hiçbiri beni ilgilendirmez. Yani, umurumda değil.) Why do you care what others think about you? (Neden diğerlerinin senin hakkında ne düşündüğünü önemsiyorsun?) Jonathan didn’t like the other children. That’s why he never played with them. (Jonathan öteki çocukları sevmedi. Bu yüzden onlarla hiç oynamadı.) Can we go to other place, please? I didn’t like…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!