supreme (sıfat)
- Üstün, en yüce, en üst, üstün derecedeki, ulu, azami
- Bill’s supreme effort at school will make his parents happy.
(Bill’in okuldaki üstün çabası ebeveynlerini mutlu edecektir.)
- I believe that life itself is the supreme test and we shouldn’t give up.
(Hayatın kendisinin en büyük sınav olduğuna ve vazgeçmememiz gerektiğine inanıyorum.)
- If you are not satisfied with the court decision you can appeal the supreme court.
(Mahkeme kararından memnun değilsen, yüksek mahkemeye itiraz edebilirsin.)
- He made the supreme sacrifice at the war for his country.
(Ülkesi için savaşta canını feda etti.)
Supreme Sıfatının Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar
- Supreme court: Yüksek mahkeme, Yargıtay
- Supreme court of appeal: Temyiz mahkemesi
- Supreme Being: Allah
- Supreme pontiff: Papa
- Supreme audit: Yüksek denetim
- Supreme military command: Başkomutanlık
- Make the supreme sacrifice: Canını feda etmek
Supreme Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler
- Dominant
- At the greatest
- Most excellent
- Extreme
- Most superior
- Highest