Suit Türkçe ne demek?
suit (isim)
- dava
- Filed a suit against the company that had manufactured the faulty heater, claiming they were responsible for the fire.
(Kusurlu ısıtıcıyı üreten şirkete yangının sorumlusu olduğu iddiasıyla dava açıldı.)
- Next morning I will go to the most important suit of my career so I have to go to bed and get up early.
(Yarın sabah tüm kariyerimin en önemli davasına gideceğim yani uyuyup sabah erken kalkmak zorundayım.)
- takım elbise
- He was looking very handsome and attractive in that dark blue suit.
(O koyu lacivert takım elbisenin içinde çok yakışıklı ve çekici görünüyordu.)
- Mary insist that she want me to wear a white suit but I hate white suits.
(Mary beyaz bir takım elbise gitmemi isteme konusunda ısrar ediyor ancak ben beyaz takım elbiseden nefret ederim.)
suit (fiil)
- uyum sağlamak, uymak
- No, a second-floor room won’t suit if there’s no elevator, since one of us has a disability.
(Hayır, içimizden biri engelli olduğu için eğer bir asansör yoksa ikinci kattaki oda bize uymaz.)
- Student: What does suit means?
(Öğrenci:Suit ne demek?)
Teacher: Suit means to fit.
(Öğretmen: Suit uyum sağlamak demektir.)
Eş Anlamlı Kelimeler
Zıt Anlamlı Kelimeler
- displease