poser (isim)

  1. Poz veren kişi, model
  • She is such a poser, look how she smiles to the cameras.

(O tam bir poz veren, baksana kameralara nasıl da bakıyor.)

  • Brad Pitt is a complete poser, he is looking good on TV.

(Brad Pitt tam bir model, o televizonda çok iyi görünüyor)

  1. Yapmacık, şovmen, numaracı
  • The definition of a poser is a person who pretends to be someone he is not, or a person who attempts to impress other people.

(Numaracının tanımı, olmadığı biri gibi davranan veya başkalarını etkilemeye çalışan kişidir.)

  • She is acting like a poser, she’s saying lies to make a good impression on me.

(Sahtekar gibi davranıyor, üzerimde iyi bir izlenim bırakmak için yalan söylüyor.)

  1. Zor soru, kafa karıştırıcı hileli soru
  • My dad asked me a question but it was too obvious that the question is a poser.

(Babam bana bir soru sordu ama sorunun hileli bir soru olduğu çok belliydi.)

Poser Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Exhibitionist
  • Poseur
  • Poseuse
  • Self-publicist
  • Show-off
Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE