alone (sıfat) Yalnız, kimsesiz I was alone in the dark street and it was very frightening. (Karanlık sokakta tek başımaydım ve bu çok korkutucuydu.) It’s sad to see him so alone in that crowded friend group. (Onu o kalabalık arkadaş grubunda bu kadar yalnız görmek üzücü.) You can sit because I don’t want to eat alone tonight. (Oturabilirsin çünkü bu akşam yalnız yemek istemiyorum.) Rakipsiz She was alone in the Statistics class in almost the…

light (isim) Aydınlık, ışık Christopher reads a book to his daughter every night until she falls asleep and then he turns off the light. (Christopher her gece kızına, o uyuya kalana kadar kitap okur sonra da ışığı kapatır.) The sun is rising, you can see its light from the window. (Güneş doğuyor, ışığını pencereden görebilirsin.) light (sıfat) Açık (renk), hafif Samanta handed him a light blue shirt. (Samanta ona açık mavi bir gömlek verdi.) I…

İngilizce global bir dil olarak günlük hayatın ve iş dünyasının her alanında kullanılmaktadır. Doğru bir İngilizce cümle kurma bu alanlarda sizlere büyük artılar getirecektir. Ancak çoğu zaman karşınıza çıkan cümleler oldukça karmaşık yapıda olabilir. Kelime bilgisine ek olarak cümle bilgisi ile dil yapınızı geliştirebilir ve karmaşık görünen her cümleyi kolayca çözebilirsiniz. İngilizce cümle kurma ile bilmeniz gerekenler bu noktada sizlerin yardımına koşacaktır. Sizler için hazırladığımız bu yazımızda İngilizce cümle kurmanın yolları, püf noktaları ve doğru…

Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE