de facto (sıfat) Resmi olmamak ile birlikte fiili After the civil war, a de facto government was established in the country. (İç savaştan sonra ülkede fiili bir hükümet kuruldu.) De facto actually not depends on legality. (Fiili aslında yasallığa bağlı değildir.) He became the de facto leader of the movement. (O hareketin fiili lideri oldu.) Gerçekte, fiilen, genel geçer Some goverments acted de facto due to disagreements. (Bazı devletler anlaşmazlıklar nedeniyle fiilen hareket etmiştir.) Countries…

nude (sıfat) Çıplak Nude sunbathing is usually not allowed in beaches. (Çıplak güneşlenmek genelde plajlarda izin verilmez.) I think she is so brave for her nude poses we saw in a magazine. (Bir dergide gördüğümüz çıplak pozları için çok cesur olduğunu düşünüyorum.) nude (isim) Çıplak insan vücudu, çıplaklık, çıplak kimse I don’t feel comfortable seeing nude in the photograph exhibition. (Fotoğraf sergisinde çıplaklık görmek beni rahatsız ediyor.) Children shouldn’t see nude in TVs. (Çocuklar televizyonda…

Hat Türkçe ne demek? Hat (isim) Şapka, başlık In those days, no properly dressed person left home without a hat.(Bu günlerde, doğru düzgün giyinen hiçbir insan evinden şapkasız çıkmıyor.) Coin flips, drawing straws or pulling a name out of a hat actually are official ways to determine winners in the event of a tie in many states.(Yazı tura atmak, çöp çekmek yada bir şapkadan isim çekmek birçok eyalette beraberlik durumunda kazananı belirlemek için kullanılan resmi…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!