idealist (isim) İdealist, mefkureci, ülkücü An idealist must be capable of facing the results of his/her actions. (Bir idealist, yaptıklarının sonuçlarıyla yüzleşebilir olmalıdır.) The idealists gained power in the party after the congress. (Kongre’den sonra idealistler partide güç kazandı.) Diligence is the most important character trait in the eyes of an idealist. (Çalışkanlık bir idealistin gözünde en önemli karakter özelliğidir.) Plato is the most important thinker of idealist philosophy. (Plato idealist felsefenin en önemli düşünürüdür.)…

freedom (isim) Özgürlük, bağımsızlık, hürriyet, istiklâl Turkey gained its freedom in 1923 with Treaty of Lausanne. (Türkiye 1923’deki Lozan Barış Antlaşması ile bağımsızlığını kazanmıştır.) In this country, our freedom is guaranteed by the government and by the constitution. (Bu ülkede, özgürlüğümüz hükümet ve anayasa tarafından garanti altına alınmıştır.) Freedom, equality and fraternity are the core values of French Revolution. (Hürriyet, eşitlik ve kardeşlik Fransız Devriminin ana değerlerini oluşturur.) Hak, imtiyaz In United States of America,…

gang (isim) Çete, şebeke The police take the city’s the biggest and the most brutal gang members to the custody. (Polis şehrin en büyük ve en azılı çetesinin üyelerini gözaltına aldı.) Because of your action, you may be found guilty for being a member of a gang. (Yaptığın şey yüzünden çete üyesi olmaktan hüküm giyebilirsin.) I am watching a NBA final match with my gang and it is very fun. (Çetemle NBA final maçı izliyorum…

Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE