intro (isim) Giriş, intro, tanıtım When the intro music started playing, everyone in the hall started to look at the screen. (Giriş müziği çalmaya başladığında salondaki herkes ekrana bakmaya başladı.) I love the intro of this TV series, I watch it whenever I see it. (Bu dizinin tanıtımını çok seviyorum, her gördüğümde izliyorum.) The original intro was a bit boring but with the plan changes it became quite funny. (Orijinal intro biraz sıkıcıydı ancak yapılan…

sit (fiil) Oturmak, tünemek, donmak, bulunmak Even though people are not aware of it, most of their days pass by sitting.(İnsanlar farkında olmasalar da günlerinin çoğu oturarak geçer.) The ornamental pool in the garden has become the place where birds sits daily.(Bahçedeki süs havuzu kuşların her gün oturduğu yer haline geldi.) What I will tell is long and detailed, sit down and listen to me.(Anlatacağım şey uzun ve ayrıntılı, oturun ve beni dinleyin.) The teacher…

Küçük İngilizce diyaloglar aslında “küçük” değildir. Hava durumu gibi basit bir şey hakkında sohbet edebilmek önemli görünmeyebilir, ancak bir dil öğreniyorsanız sahip olmanız gereken temel bir beceridir. Gün içinde ana dilinizde kaç kez diyaloga girdiğinizi düşünün. İngilizce diyalog kurmak size şu konularda yardımcı olabilir: Garip sessizliklerden kaçınmaYeni birini kolayca tanımaDaha dostça görünmeTanıdıklarınız ve iş arkadaşlarınızla daha yakın olmaAna dili İngilizce olan birine daha çok benzeme Siz ve bir kişi (veya birkaç) başka bir yerde toplandığınızda,…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

Hemen E-posta Adresini Gir, 3 Ücretsiz Deneme İngilizce Dersini Hemen Al!
3 Ücretsiz İngilizce Deneme Dersi Hediye!