loser (isim)

  1. Kaybeden kişi, mağlup
  • Our high school football team is always a loser this year.

(Bu sene lise futbol takımımız hep kaybeden oluyor.)

  • I think the president will be the loser on the next elections.

(Bence başkan gelecek seçimde kaybeden bir kişi olacak.)

  1. Ezik kimse, başarısız kimse, beceriksiz kimse
  • Don’t waste your time with that loser, you should break up with him.

(O ezikle vaktini kaybetme, ondan ayrılmalısın.)

  • I was a loser in highschool but now I am one of the richest man in the country.

(Lisede bir eziktim ancak şu an ülkenin en zengin adamlarından biriyim.)

  • If people think you are a loser, you should improve yourself and prove them wrong.

(Eğer insanlar senin bir ezik olduğunu düşünüyorlarsa, kendini geliştirip onları haksız çıkarmalısın.)

Loser Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Bomb
  • Bummer
  • Bust
  • Catastrophe
  • Clinker
  • Clunker
  • Debacle
  • Disaster
  • Dud
  • Failure
  • Fiasco
  • Fizzle
  • Flop
  • Frost
  • Lemon
  • Miss
  • Shipwreck
  • Turkey
  • Washout
Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE