loser (isim)
- Kaybeden kişi, mağlup
- Our high school football team is always a loser this year.
(Bu sene lise futbol takımımız hep kaybeden oluyor.)
- I think the president will be the loser on the next elections.
(Bence başkan gelecek seçimde kaybeden bir kişi olacak.)
- Ezik kimse, başarısız kimse, beceriksiz kimse
- Don’t waste your time with that loser, you should break up with him.
(O ezikle vaktini kaybetme, ondan ayrılmalısın.)
- I was a loser in highschool but now I am one of the richest man in the country.
(Lisede bir eziktim ancak şu an ülkenin en zengin adamlarından biriyim.)
- If people think you are a loser, you should improve yourself and prove them wrong.
(Eğer insanlar senin bir ezik olduğunu düşünüyorlarsa, kendini geliştirip onları haksız çıkarmalısın.)
Loser Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler
- Bomb
- Bummer
- Bust
- Catastrophe
- Clinker
- Clunker
- Debacle
- Disaster
- Dud
- Failure
- Fiasco
- Fizzle
- Flop
- Frost
- Lemon
- Miss
- Shipwreck
- Turkey
- Washout