boss (isim)

  1. Patron, işveren
  • Hey James,I want to introduce you my new boss, James Smith.

(Selam James, seni yeni işverenim James Smith’le tanıştırmak isterim.)

  • You are not the boss, so stop acting like that.

(Sen patron değilsin, bu yüzden böyle davranmayı bırak.)

  • I hope my boss won’t get mad at me for being late.

(Umarım geç kaldığım için patronum bana kızmaz.)

boss (fiil)

  1. Patronluk yapmak, otoriter olmak, yönetmek
  • Can you stop bossing me around? I don’t like it.

(Bana patronluk yapmayı keser misin? Bu hoşuma gitmiyor.)

  • When you get to that level, you won’t be bossed around.

(O seviyeye geldiğinde, sana patronluk taslanmayacak.)

Boss Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar

  • Boss about: Patronluk taslamak
  • Boss over: Emir yağdırmak
  • Be one’s own boss: Kendi patronu olmak
  • Shift boss: Vardiya şefi
  • Crime boss: Çete lideri
  • Big boss: Büyük patron

Boss Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Head
  • Chief
  • Principal
  • President
  • Chairman
  • Master
Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE