boss (isim)
- Patron, işveren
- Hey James,I want to introduce you my new boss, James Smith.
(Selam James, seni yeni işverenim James Smith’le tanıştırmak isterim.)
- You are not the boss, so stop acting like that.
(Sen patron değilsin, bu yüzden böyle davranmayı bırak.)
- I hope my boss won’t get mad at me for being late.
(Umarım geç kaldığım için patronum bana kızmaz.)
boss (fiil)
- Patronluk yapmak, otoriter olmak, yönetmek
- Can you stop bossing me around? I don’t like it.
(Bana patronluk yapmayı keser misin? Bu hoşuma gitmiyor.)
- When you get to that level, you won’t be bossed around.
(O seviyeye geldiğinde, sana patronluk taslanmayacak.)
Boss Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar
- Boss about: Patronluk taslamak
- Boss over: Emir yağdırmak
- Be one’s own boss: Kendi patronu olmak
- Shift boss: Vardiya şefi
- Crime boss: Çete lideri
- Big boss: Büyük patron
Boss Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler
- Head
- Chief
- Principal
- President
- Chairman
- Master