ghetto (isim) Getto, kenar mahalle, azınlık mahallesi, yoksul mahallesi My sister lives in a ghetto and she is considering moving away soon. (Kız kardeşim bir kenar mahallede yaşıyor ve yakında taşınmayı düşünüyor.) Cities with income inequality have more ghettos than cities with equal income. (Gelir eşitsizliği olan şehirler, eşit gelirli şehirlerden daha fazla gettoya sahiptir.) The environment became more dangerous as they went into the ghetto. (Onlar gettonun içlerine girdikçe çevre daha tehlikeli hale geldi.)…

Shine Türkçe ne demek? shine (fiil) parlamak, parıldamak, ışık saçmak The Sun appears to shine particularly brightly in summer because that is when it’s closest to the Earth.(Güneş özellikle yaz aylarında parlıyor gibi görünüyor çünkü o dönemde Dünya’ya en yakın konumda yer alıyor.) My new shoes are shining with the sun.(Yeni ayakkabılarım güneşle birlikte parlıyor.) The room was dark aside from curtains opened to allow the moon to shine through.(Ayın parlamasına izin vermek için açılan…

beach (isim) Sahil, kumsal, plaj, kıyı, kara When we went to the beach we saw that many jellyfish had hit the shore. (Plaja gittiğimizde birçok denizanasının sahile vurmuş olduğunu gördük.) Beach volleyball is my favorite sport and we play beach volleyball every summer. (Plaj voleybolu en sevdiğim spordur ve biz her yaz plaj voleybolu oynarız.) Next time you go to the beach, don’t forget to take your sunscreen with you. (Bir dahaki sefere sahile gittiğinizde,…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!