sure (sıfat)
- Elbette, kesinlikle, muhakkak, emin olmak
- I am sure that we can handle this job.
(Eminim ki bu işin üstesinden geleceğiz.)
- Do you want to come with me to the balcony? – Sure, I do.
(Benimle birlikte balkona gelmek ister misin? – Elbette isterim.)
- Are you sure about that?
(Bundan emin misin?)
- Please be sure to close the windows before you leave.
(Lütfen çıkmadan önce pencereleri kapattığından emin ol.)
- Sağlam, güvenilir
- I drew a sure hand so I won’t lose this game.
(Sağlam bir el çektim yani bu oyunu kaybetmeyeceğim.)
- Don’t worry about the earthquake, we are living in a sure building.
(Deprem konusunda endişelenmeyin, oldukça sağlam bir binada yaşıyoruz.)
- I trust Michael because he is a sure friend of mine.
(Michael’a güveniyorum çünkü o benim güvenilir bir arkadaşımdır.)
Sure için Eş Anlamlı Kelimeler
- Assured
- Certain
- Clear
- Cocksure
- Confident
- Doubtless
- Implicit
- Positive
- Sanguine