special (isim/sıfat) Özel, yemek (lokantaya has), özel sayı, spesiyal, mahsus, olağanüstü, yegane He’s planning a special dinner to propose marriage.(Evlenme teklif etmek için özel bir akşam yemeği planlıyor.) I would like to try the chef’s special menu.(Şefin özel menüsünü denemek istiyorum.) She preferred her order as a special delivery to be faster.(Siparişini daha hızlı olması için özel gönderim olarak tercih etti.) It is time to shop! The stores have special prices for you on this…

İngilizce öğrenme noktasında dil öğrencilerinin en çok problem yaşadığı alan kelimelerin yazılış ve okunuşlarını öğrenmektir. Zira İngilizce kelimelerin okunuşu yazılışından, yazılışı okunuşundan farklıdır. Buna karşılık ortografik (yazıldığı gibi okunan) bir dil olan Türkçede ufak ses ve vurgu değişiklikleri haricinde her şey alfabeye uygundur. Örneğin “t” harfi “tekerleme” kelimesinde de “satır” kelimesinde de aynı sesi verir. “e” harfi “ver” kelimesinde ve “el” kelimesinde aynı şekilde okunur, fakat incelik-kalınlık farkı vardır. Peki anadili Türkçe olan biri, yazılışı…

Press ne demek? press (fiil) basmak, bastırmak, baskı yapmak Don’t press every button you see. It might be dangerous.(Gördüğünüz her düğmeye basmayın. Tehlikeli olabilir.)Jeff pressed his face against the window of the bus.(Jeff yüzünü otobüsün penceresine bastırdı / dayadı.)Student: What is the meaning of press?(Öğrenci: Press ne demek?)Teacher: Press means to urge.(Öğretmen: Press zorlamak demektir.) baskı yapmak, zorlamak The police pressed him for more information.(Polis, daha fazla bilgi için ona baskı yaptı.) suyunu çıkarmak, ezmek Can…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

Hemen E-posta Adresini Gir, 3 Ücretsiz Deneme İngilizce Dersini Hemen Al!
3 Ücretsiz İngilizce Deneme Dersi Hediye!