say (fiil) Söylemek, demek, söz sahibi olmak, söz etmek / sözel olarak bahsetmek The patient knocked the door. “Come in” the doctor said. (Hasta kapıyı çaldı. Doktor “içeri girin” dedi.) He has said nothing about his meeting. (Toplantısından hiç bahsetmedi.) I just want to say how pleased I am to be here. (Burda olmaktan ne kadar mutlu olduğumu söylemek istiyorum.) One thing you have to say about Americans: they love drama. (Amerikalılar hakkında söylemen gereken…

PR (isim) (Public Relations); halkla ilişkiler, şirket tanıtımını içeren kamu ilişkileri yardımı PR is important in the movie industry because every movie needs to have good publicity. (PR, film endüstrisinde önemlidir çünkü her film, iyi bir tanıtıma ihtiyaç duyar.) When I told him my ideas, he suggested that I get in touch with a PR consultant. (Fikirlerimi ona anlattığımda bir PR danışmanı ile iletişime geçmemi önerdi.) (Personal Record); kişisel rekor Some contestants ran their PR…

İngilizce seviyeleri, İngilizce bilip bilmediğinizi test etmek adına genellikle kullanılan faktörlerdir. İngilizceyi kullanma becerilerinizin ne denli iyi – kötü olduğunu tespit etmeye yarayan seviyelerin farklı şekillerde sınıflandırıldığını ifade etmek gerekir. Başlangıç seviyesinden ileri seviyeye kadar 6 farklı aşaması bulunan İngilizce seviyelerini öğrenmek istiyorsanız sizler için hazırladığımız bu şahane rehberi detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz. https://youtu.be/XRLML9-SPaQ İngilizce Dil Seviyeleri A1 – Beginner: Başlangıç Seviyesi A2 – Elementary: Temel Seviye B1 – Pre Intermediate: Orta Seviye Öncesi B2…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

Kasım Fırsatı Başladı! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
Kasım Fırsatı Başladı! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!