Kategori

Ne Demek?

Kategori

Hate Türkçe ne demek? hate (fiil) nefret etmek, kin beslemek I hate summer. I am more like a winter person.(Yazdan nefret ederim. Ben daha çok kış insanı gibiyim.)John and Samanta always hated each other. They can’t work at the same job.(John ve Samantha birbirlerinden her zaman nefret ettiler. Aynı işte çalışamazlar.)Since I was a little child, I hate speaking in public.(Küçüklüğümden beri toplum içinde konuşmaktan nefret ediyorum.)Student: What is the meaning of hate?(Öğrenci: Hate ne demek?)Teacher:…

do (yardımcı fiil) İngilizce’de olumsuz cümle oluşturmak ve soru sormak için, diğer fiillere yardımcı fiil olarak kullanılır. Geçmiş zaman halleri “did” ve “done”dır. Where do you work?(Nerede çalışıyorsun?)Don’t speak to me like that.(Benimle bu şekilde konuşma.)Do you want something to drink?(İçecek bir şey ister misin?)You don’t understand me, do you?(Ben anlamıyorsun, değil mi?) do (fiil) Yapmak I’ve never said that you can’t do it yourself.(Bunu kendi başına yapamayacağını asla söylemedim.)What have you done to Josephine?…

fever (isim) Ateş Jacob has got a slight fever. Doctor says that he needs to rest.(Jacob’ın hafif ateşi var. Doktor dinlenmesi gerektiğini söyledi.)The first symptoms of coronavirus disease are fever, cough, and headaches.(Koronavirüs hastalığının ilk belirtileri ateş, öksürük ve baş ağrısıdır.)If you have a fever you should drink a lot of water.(Eğer ateşin varsa çok su içmelisin.)Jessica’s fever goes down for a while but then comes back up again every night.(Jessica’nın ateşi bir süreliğine düşüyor…

cross (fiil) Karşıya geçmek, keşişmek Crossing the road is dangerous from here. Let’s see if there is a traffic light near.(Buradan yolun karşısına geçmek tehlikeli. Hadi, yakınlarda trafik ışığı var mı bakalım.)Cross the cinema, then turn left.(Sinemadan karşıya geç, daha sonra sola dön.)Student: What is the meaning of cross?(Öğrenci: Cross ne demek?)Teacher: Cross means to travel across.(Öğretmen: Cross karşıya geçmek demektir. ) cross (isim) Çarmıh, haç Josephine always wears a gold cross necklace around her neck.(Josephine boynuna her…

order (fiil) Emir vermek, emretmek My boss ordered me to finish this as soon as possible, otherwise he’ll fire me.(Patronum bu işi olabildiğince kısa bir sürede bitirmemi emretti aksi takdirde beni kovacak.) The battle was lost because the soldiers did not obey the order of the commanders.(Savaş kaybedildi çünkü askerler kumandanların emirlerine uymadı.) I am ordering you as your commander in chief.(Başkomutanın olarak sizlere emrediyorum.) Student: What is the meaning of order?(Öğrenci: Order ne demek?)Teacher:…

square (isim) Kare First of all, you should draw a square.(İlk önce, bir kare çizmelisiniz.) The room was square-shaped.(Oda kare şeklindeydi.) Student: What is the meaning of square?(Öğrenci: Square ne demek?)Teacher: Square is closed shape with 4 equal sides .(Öğretmen: Kare 4 eşit kenarlı kapalı bir şekildir.) Meydan I’ll wait for you in the town square(Senin için şehir meydanında bekleyeceğim.) square (sıfat) Kare şeklinde I tried to make a square cake but I guess I…

Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE