Travel Türkçe ne demek?
travel (isim)
- gezi, gezinti, seyahat, yolculuk
- Does any section of science consider time travel a possibility?
(Bilimin her hangi bir kanadı zamanda yolculuğu mümkün olarak görüyor mu?) - Sorry, I was on travel yesterday.
(Üzgünüm, dün seyahatteydim.)
- Pierre kissed Maria and crossed to her bathroom, tossing several items into her travel bag.
(Pierre Maria’yı öptü ve onun banyosuna geçip seyahat çantasına birkaç eşya attı.)
- Student: What does travel means?
(Öğrenci: Travel ne demek?)
Teacher: Travel means journey.
(Öğretmen: Travel yolculuk demektir.)
travel (fiil)
- gezmek, gezinti yapmak, yolculuk yapmak, seyahat etmek
- When you travel, you can take your work with you.
(Seyahat ettiğin zaman işini de beraberinde götürebilirsin.)
- I travel tomorrow morning with my colleagues.
(Yarın sabah iş arkadaşlarımla yolculuğa çıkacağım.)
- They could travel some other time when their lives were more settled.
(Başka bir zaman, hayatları daha çok düzene oturduktan sonra gezebilirlerdi.)
- Willarski was going to Moscow and they agreed to travel together.
(Willarski Moskovaya gidecektir ve birlikte gitme konusunda anlaştılar.)
Eş Anlamlı Kelimeler
- journey
- peregrinate
- pilgrimage
- tour
- trek
- trip
- voyage
- course
- cover
- cross
- cut
- follow
- go
- navigate
- pass
- perambulate
- peregrinate
- proceed
- track
- transit
- traverse
- barrel
- belt
- blast
- blaze
- blow
- bolt
- bomb
Zıt Anlamlı Kelimeler
- crawl
- creep
- poke