Bu, yakın geleceğe/geçmişe ait, işbu, buradaki, şu, malum, bu kadar, bunu
Our lesson this week has been a very fun and instructive one. (Bu haftaki dersimiz oldukça eğlenceli ve öğretici bir ders oldu.)
I really can’t believe you told me this lie for years, didn’t you really feel so sorry for me? (Yıllardır bana bu yalanı söylediğine gerçekten inanamıyorum, gerçekten benim için üzülmedin mi?)