In those days, no properly dressed person left home without a hat. (Bu günlerde, doğru düzgün giyinen hiçbir insan evinden şapkasız çıkmıyor.)
Coin flips, drawing straws or pulling a name out of a hat actually are official ways to determine winners in the event of a tie in many states. (Yazı tura atmak, çöp çekmek yada bir şapkadan isim çekmek birçok eyalette beraberlik durumunda kazananı belirlemek için kullanılan resmi yöntemlerdir.)
The tune fits the record’s sound, Calvin Harris’ production adds a nice kick to the album’s finish, and Sam Smith offers a final tip of the hat to the song that helped get them into their latest era. (Ezgi kaydın sesine uyuyor, Calvin Harris’in prodüksiyonu albümün bitimine güzel bir heyecan katıyor ve Sam Smith şarkının başlığına son dönemlerine ulaşmalarında onlara yardım edecek son bir dokunuş öneriyor.
He swung up on his horse and tipped his hat to her before riding into the desert. (O atına atladı ve atını çöle doğru sürmeden önce şapkasına bir kez dokundu.)
Student: What does hat means? (Öğrenci: Hat ne demek?)
Teacher: Hat means cap. (Öğretmen: Hat şapka demektir.)