We prune the branches of the tree, which is near one meter tall. (Boyu bir metreye yakın olan ağacın dallarını buduyoruz.)
The only plus of this house is that it’s near the school and grocery shop. (Bu evin tek artısı okula ve bakkala yakın olması.)
Student: What does near means? (Öğrenci: Near ne demek?) Teacher: Near means to nearby. (Öğretmen: Near yakın demektir.)
Yakınlaşmak, yaklaşmak, sokulmak
As time went on, we got near to Uncle Mike and I was with him in his last days. (Zaman geçtikçe Mike Amca’ya yaklaştık ve son günlerinde onunla birlikteydim.)
The kitten was got near to the the homeless man because it was cold. (Yavru kedi, hava çok soğuk olduğu için evsiz adama sokuldu.)
Near Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Oluşturduğu Yapılar
come near: yanaşmak
draw near: sokulmak
keep something near at hand: el altında bulundurmak
near the end: sona yaklaşmak
near beer: hafif bira
near east: yakın doğu
near and far visual space: yakın ve uzak görme alanı