İngilizce kelimeler ve anlamları günlük yaşantımız esnasında en çok kullanılan kelimeler ile birlikte sık sık karşımıza çıkmaktadır.
Yeni bir dil öğrenirken kelime dağarcığımızı geliştirmemiz gerekir.
İngilizce dilinde bir milyon civarında ingilizce kelime olduğu bilinmektedir. Ancak gerek konuşma dilinde gerekse edebi ve akademik dilde sıkça kullanılan kelime sayısı birkaç bini geçmemektedir.
Bu sayfada yer alan ilk bin kelime ise yaklaşık olarak basılı materyallerdeki kelimeler toplamının %80’ini oluşturuyor.
Günlük konuşma dilinde ise kitap, dergi ve gazete gibi basılı materyallere göre daha az sayıda, ortalama 600 civarında kelime kullanılıyor.
Dolayısıyla İngilizce öğrenmekte olan birinin, en çok kullanılan İngilizce kelimeler içerisinde ilk bin kelimeyi öğrenmesinin sağlayacağı fayda çok büyük olacaktır.
Önce alfabetik sıralamaya devamında ise frekans sıklığına göre derecelendirilerek listelenmiş olan bu kelimeler ve anlamları mutlaka öğrenilmelidir.
Bu öğrenme sürecine kelimelerin okunuşu ve telaffuzu da dahil edilmelidir.
Aşağıdaki listede göreceğiniz kelimeler dışında kalan fakat temel İngilizce kelimeler arasında yer alan bazı kelimeleri de mutlaka öğrenmek gerekiyor.
A’dan Z’ye En Önemli 1000 Kelime
Kullanım sıklıklarına göre en önemli 1000 kelime başladıkları harfler ile sıralanmıştır. Aradığınız harf ile başlayan kelimelere aşağıda bulunan başlıklardan ulaşabilirsiniz.
A Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
Sıkça kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde a ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- and – ve, ile, de
- a – bir (tek başına kullanılmaz, isimle kullanılır) Ör: a boy
- are – ‘be’ (olmak) fiili ikinci tekil ve çoğul şahıslar için
- as – kadar, olarak, gibi, iken, ki, esnasında, madem ki
- at – de, da, ye, ya, e, a
- all – tüm, hepsi, her şey
- an – bir (ör: an umbrella / bir şemsiye)
- about – hakkında
- after – sonra
- any – herhangi
- also – ayrıca
- around – etrafında
- another – başka
- ask – sormak
- again – tekrar
- air – hava
- away – uzakta
- animal – hayvan
- answer – (fiil) cevap vermek, (isim) cevap
- add – eklemek
- along – boyunca
- always – her zaman
- almost – neredeyse
- above – üstüne, üzerinde, yukarıda
- area – alan
- across – karşısında
- against – karşı, aleyhinde, -e doğru, karşısında
- ago – önce, evvel
- am – ‘be’ fiilinin ‘ben’ öznesi için kullanımı
- among – arasında
- able – yapabilmek
- anything – herhangi bir şey, hiçbir şey
- arms – silah, cephane
- appear – görünmek
- already – zaten, çoktan, daha önce
- age – yaş
- amount – tutar
- although – olmasına rağmen
- act – davranmak
- angle – açı
- alone – yalnız, yalnızca, sadece
- art – sanat
- addition – ilave
- army – ordu
- action – eylem, fiil, aksiyon
- ahead – önde, ileride
- agree – anlaşmak, hemfikir olmak, kabul etmek
- actually – aslında
- afraid – korkmuş
- adjective – sıfat
- allow – izin vermek
- apple – elma
- arrive – varmak, ulaşmak, gelmek
B Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde b ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- be – olmak, bulunmak, var olmak
- by – ile, tarafından, esnasında, yanında, yakınında
- but – ancak, fakat, ama
- been – (be fiili geçmiş edilgen) olmuş, bulunmuş, var olmuş
- back – arka, geri
- before – önce
- boy – oğlan
- big – büyük
- because – çünkü
- between – arasında
- below – aşağıda, altında
- begin – başlamak
- both – her iki, ikisi de
- began – ‘begin’ fiili geçmiş zaman
- book – kitap
- being – olmak
- birds – kuşlar
- become – olmak, -leşmek / laşmak
- better – daha iyi
- best – en iyi
- black – siyah
- box – kutu
- became – (become fiili geçmiş zaman) oldu, -leşti / laştı
- base – baz, temel, üs, esas
- building – bina
- behind – arkasında
- boat – tekne
- bring – getirmek
- brought – getirmiş, getirilmiş
- ball – top
- built – inşa edilmiş, kurulmuş
- bill – fatura, fiş, senet, banknot, bilet, tasarı, ilan
- believe – inanmak
- blue – mavi
- brother – erkek kardeş
- beautiful – güzel
- beside – yanında, üstelik
- baby – bebek
- buy – satın almak
- bed – yatak
- bright – parlak
- broken – kırık
- build – inşa etmek, geliştirmek, kurmak
- bear – ayı
- bottom – alt
- beat – dövmek, vurmak, yenmek
- burning – yanma
- brown – kahverengi
- bad – kötü
- bank – banka
- bit – küçük parça, lokma, kırıntı, hisse, pay, azıcık, biraz
- business – iş
- break – kopmak, kırmak, bozmak, mola, ara
- bones – kemikler
- board – yazı tahtası, levha, yönetim kurulu
- belong – ait olmak
- blow – esmek, patla(t)mak, darbe, vuruş, esinti
- branches – şubeler
- blood – kan
- bell – zil, çan
- block – bloke etmek, engel, büyük bina, blok
- born – doğmuş
- British – İngiliz, Britanyalı
C Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En sık kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde c ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- can – yapabilmek, edebilmek, -abilmek, -ebilmek
- could – (can geçmiş zaman)
- call – çağırmak, seslenmek, telefon açmak, sesleniş, çağrı
- come – gelmek
- came – geldi
- change – değiştirmek, değişim
- country – ülke
- city – şehir
- close – yakın
- children – çocuklar
- car – araba
- carry – taşımak
- cut – kesmek, kesik, pay
- color – renk
- complete – tamamlamak, tam, bütün
- covered – örtülü, kapalı
- cold – soğuk
- cried – ağladı, bağırdı, seslendi
- certain – kesin
- correct – düzeltmek, doğrulamak, doğru, dürüst
- contain – kapsamak, içermek
- course – kurs, rota
- class – sınıf
- carefully – dikkatle
- common – alışılmış, müşterek, yaygın, umumi
- clear – temizlemek, açıklamak, açık, temiz, parlak
- check – kontrol etmek, incelemek, çek, fiş, makbuz, hesap
- circle – daire
- center – merkez
- cells – hücreler
- cause – sebeb olmak, sebep, neden
- clothes – giysiler
- cross – karşıya geçmek, çapraz, çarpı, haç
- care – umursamak, ilgilenmek, bakmak, bakım, özen
- century – yüzyıl
- copy – kopyalamak, kopya
- case – dava, durum, kılıf
- consonant – ünsüz harf
- count – saymak, sayı
- cat – kedi
- catch – yakalamak
- climbed – tırmandı
- continued – devam etti
- cent – sent (para biriminin yüzde biri)
- cool – serin
- control – kontrol etmek, kontrol
- coast – sahil
- choose – seçmek
- clean – temiz
- caught – (catch fiilinin geçmiş zamanı) yakalandı, yaklanmış
- child – çocuk
- cost – maliyet
- corner – köşe
- crops – ekin, hasat, mahsul
- cook – yemek pişirmek, aşçı
- compound – bileşik
- compare – karşılaştırmak
- crowd – kalabalık
- consider – düşünmek, değerlendirmek
- chief – şef
- current – şu andaki
- cattle – sığır
- company – şirket
- capital – başkent, kapital, sermaye
- chance – şans
- column – sütun
- church – kilise
- chart – grafik
- create – yaratmak
- cotton – pamuk
- corn – mısır
- conditions – koşullar
- cow – inek
D Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde d ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- do – yapmak
- down – aşağı
- day – gün
- did – ‘do’ fiili geçmiş zamanı
- does – ‘do’ fiili üçüncü tekil şahıs
- different – farklı
- don’t – ‘do’ fiili olumsuz
- dog – köpek
- didn’t – ‘do’ fiili geçmiş zamanı olumsuz
- door – kapı
- during – sırasında, esnasında, boyunca
- draw – çizmek
- decided – kararlaştırılmış
- dry – kuru
- deep – derin
- dark – karanlık, kara
- direction – yön
- divided – bölünmüş
- dance – dans
- drop – düşürmek, düşüş, damla
- developed – gelişmiş
- difference – fark, farklılık
- distance – mesafe
- discovered – keşfedilen, keşfedilmiş
- describe – tanımlamak
- drive – sürmek
- dictionary – sözlük
- died – öldü
- dress – elbise
- design – tasarlamak, tasarım
- drawing – çizim
- decimal – ondalık
- direct – doğrudan
- desert – çöl
- doctor – doktor
- dollar – dolar
- dead – ölü
- death – ölüm
- difficult – zor
- doesn’t – ‘do’ fiili üçüncü tekil şahıs olumsuz
- deal – ilgilenmek, ticaret yapmak, anlaşma
- determine – belirlemek
- detail – detay
- division – bölünme, bölüm
E Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde e ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- each – her, her biri
- end – son
- even – düz, çift, eşit, bile, hatta
- every – her
- earth – yeryüzü, toprak, dünya
- eye – göz
- example – örnek
- enough – yeterli
- eat – yemek yemek
- ever – daima, hep, hiç, asla
- easy – kolay
- early – erken
- English – İngiliz, İngilizce
- explain – açıklamak
- equation – denklem
- energy – enerji
- Europe – Avrupa
- exercise – alıştırma / egzersiz yapmak, alıştırma, egzersiz
- egg – yumurta
- edge – kenar
- either – her, her iki, herhangi biri, hiçbiri, ya, ya da
- everything – herşey
- everyone – herkes
- exactly – kesinlikle
- else – başka, ayrıca, yahut
- ear – kulak
- experiment – deney, deneme
- engine – motor
- east – doğu
- express – ifade etmek, açıklamak, süratli, acele, ekspres
- equal – eşit
- electric – elektrik
- enjoy – keyfini çıkarmak, tadını çıkarmak, sahip olmak
- except – dışında
- expect – beklemek, ummak
- exciting – heyecan verici
- entered – girildi
- eight – sekiz
- especially – özellikle
- experience – deneyim
- entire – tüm
- effect – etkilemek, gerçekleştirmek, tesir, etki
F Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde f ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- for – için, göre, amacıyla, sebebiyle, dolayı, nedeniyle, çünkü, zira
- from – den, dan, beri, den beri, itibaren
- first – ilk, birinci, önce
- find – bulmak
- form – şekil vermek, oluşturmak, kurmak, düzenlemek, şekil, biçim
- found – kurmak, tesis etmek, inşa etmek
- food – gıda, yemek, yiyecek, besin
- father – baba
- few – az
- feet – ayak, ayaklar
- four – dört
- face – yüz
- far – uzak
- family – aile
- fish – balık
- friend – arkadaş
- fast – hızlı
- five – beş
- fall – düşmek
- figure – rakam, şekil, simge
- field – alan
- fire – ateş
- fly – uçmak
- finally – en sonunda
- front – ön
- feel – hissetmek
- fact – gerçek, olgu
- force – zorlamak, kuvvet
- filled – dolu, dolmuş, doldurulmuş
- full – tam, dolu
- fine – iyi, güzel, hoş, ceza
- felt – hissedilen
- farmer – çiftçi
- forest – orman
- finished – bitmiş, tamamlanmış, sona ermiş
- flower – çiçek
- factor – faktör, etken
- floor – kat, zemin
- free – ücretsiz
- fraction – kesir, kısım, parça
- fight – dövüşmek, kavga etmek, savaşmak, dövüş, kavga, savaş
- French – Fransız
- finger – parmak
- foot – ayak
- fell – düştü
- flow – akmak, akış
- feeling – duygu
- fit – uymak, uygun olmak, uygun
- flat – düz
- famous – ünlü
- fruit – meyve
- factory – fabrika
- France – Fransa
- fresh – taze
- fig – incir
- forward – yollamak, göndermek, sevk etmek, ileri, öndeki
- fear – korkmak, korku
G Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde g ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- go – gitmek
- get – almak, elde etmek
- give – vermek
- good – iyi
- great – büyük, müthiş, harika
- got – ‘get’ fiili geçmiş zaman
- group – grup
- grow – büyümek
- girl – kız
- ground – yer, zemin
- gave – ‘give’ fiili geçmiş zaman
- green – yeşil
- game – oyun
- general – genel
- god – tanrı
- gone – ‘go’ fiili geçmiş zaman
- glass – bardak
- gold – altın
- gas – benzin, gaz
- grass – ot, çim
- government – hükümet, devlet
- grew – ‘grow’ fiili geçmiş zaman
- garden – bahçe
- guess – tahmin etmek, tahmin
- gun – silah
- Greek – Yunan
- Greece – Yunanistan
H Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde h ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- his – (eril) onun, onun(ki)
- have – sahip olmak, olmak, elde etmek, almak, yapmak, etmek, kabul etmek, zorunda olmak, bulunmak
- had – ‘have’ fiili geçmiş zaman
- how – nasıl, niçin
- her – (dişi) onun, onu
- him – (eril) onu, ona
- has – ‘have’ fiili üçüncü tekil şahıs
- help – yardım etmek, yardım, destek
- here – buraya, burada, burası, işte
- home – ev, aile ocağı, yuva, mesken, vatan
- hand – el
- high – yüksek, yüce, üst
- head – kafa, baş, başkan
- hard – sert, zor
- hear – duymak, işitmek
- horse – at, beygir
- heard – ‘hear’ fiili geçmiş zaman
- however – bununla birlikte, yine de, fakat, ancak
- hour – saat, vakit, zaman
- happen – olmak, meydana gelmek
- hold- tutmak, alıkoymak, sahip olmak, zapt etmek, düzenlemek
- himself – (eril) kendisi
- hundred – (sayı) yüz
- halt – durmak, durdurmak, duraklama, durak, mola
- heat – ısıtmak, sıcaklık, ısı
- hot – sıcak, ateşli, kızgın, acı
- heavy – ağır, fazla, şiddetli, kuvvetli, güç, zor (iş)
- heart – kalp, yürek, vicdan, gönül, sevgi, merkez
- happy – mutlu, mesut, memnun, hoşnut, şen, neşeli
- held – ‘hold’ fiili geçmiş zaman
- hill – tepe, tümsek, yokuş
- hope – ummak, ümit etmek, umut, ümit
- hair – saç, tüy, kıl
- hole – delik, boşluk, hücre, zindan
- history – tarih
- hunting – av, avcılık, avlanma
- human – insan, beşer, insanoğlu
- hit – vurmak, çarpmak, isabet etmek, çarpma, vuruş, darbe
- hat – şapka, başlık
- huge – kocaman, muazzam, devasa
I Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde i ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- in – de, da, içinde, içine, halinde, olarak, içeriye, içeri
- is – ‘be’ (olmak) fiili üçüncü tekil şahıs
- it – (cinsiyetsiz adıl) o, onu, ona
- I – ben
- if – eğer, şayet
- into – içine, içeriye, haline, -e, -ye
- its – (it adılının iyelik hali) onun, kendisinin
- important – önemli, mühim
- idea – fikir, düşünce
- Indian – Hintli, Kızılderili
- I’ll – (kısaltılmamış hali I will) ben yapacağım
- inch – (ölçü birimi) inç
- island – ada, adacık
- include – içermek, kapsamak, dahil etmek
- instrument – araç gereç, enstrüman
- ice – buz, buzul, dondurma
- instead – yerine, tercihan
- iron – ütülemek, zincire vurmak, demir, ütü
- itself – kendisi, bizzat
- information – bilgi, haber, malumat, enformasyon
- increase – artmak, arttırmak, çoğalmak, çoğaltmak, artma, artış
- insect – böcek, haşere
- indicate – göstermek, belirtmek, işaret etmek
- interest – ilgilendirmek, alakadar etmek
- industry – endüstri, sanayi, sektör
J Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde j ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- just – sadece, yalnızca, hemen, biraz önce
- job – iş, meslek, görev, vazife
- jump – sıçramak, zıplamak, atlamak
- jumped – ‘jump’ fiili geçmiş zaman
- join – katmak, katılmak, üye olmak, buluşmak, birleşmek
- joined – ‘join’ fiili geçmiş zaman
- Japanese – Japon, Japonca
K Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde k ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- know – bilmek, tanımak, anlamak, fark etmek
- kind – tür, çeşit, cins, kibar, nazik, iyi, müşfik
- keep – tutmak, saklamak, bakmak, korumak, sürdürmek
- knew – ‘know’ fiili geçmiş zaman
- king – kral
- known – ‘know’ fiili geçmiş zaman, bilinen
- kept – ‘keep’ fiili geçmiş zaman, tutulmuş, saklanmış
- kill – öldürmek, katletmek
- killed – ‘kill’ fiili geçmiş zaman, öldürülmüş
- key – anahtar, tuş
L Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde l ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- like – hoşuna gitmek, hoşlanmak, sevmek, beğenmek, istemek
- look – bakmak
- long – uzun
- little – küçük
- live – canlı
- line – çizgi,hat
- large – geniş
- land – arazi
- letter – mektup
- learn – öğrenmek
- last – son
- light – ışık
- left – sol
- life – hayat
- later – sonra
- let – izin vermek
- list – liste
- leave – ayrılmak
- low – düşük
- listen – dinlemek
- less – az
- language – lisan
- love – sevmek, sevgi, aşk
- leg – bacak
- length – uzunluk
- lay – yatmak, yatırmak, uzanmak
- laugh – gülmek
- lead – öncülük etmek, liderlik etmek
- lake – göl
- lot – çok
- let’s – haydi
- least – en az
- law – hukuk, yasa, kanun
- lost – kayıp
- lady – bayan, kadın
- lie – yalan söylemek, yalan
- loud – yüksek sesli, gürültülü
- lifted – kaldırdı
- level – seviye
- led – ‘lead’ fiili geçmiş zaman
- located – yerleşik bulunmak, yeri saptanmak
M Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde m ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- many – çok
- make – yapmak
- more – isim: çok, fazla şey, fazlalık / sıfat: daha çok, daha fazla / zarf: daha, bir kat daha
- my – benim
- made – yapılmış
- may – olası olmak, mümkün olmak, ebilmek, abilmek
- me – beni
- most – en
- man – adam
- mean – anlamına gelmek
- much – çok
- must – gerekmek, zorunluluk, -meli, -malı
- men – erkekler
- move – hareket
- mother – anne
- might – belki
- mile – mil
- miss – bayan
- mountain – dağ
- music – müzik
- mark – marka
- measure – ölçmek
- morning – sabah
- map – harita
- money – para
- minutes – dakika
- machine – makine
- material – malzeme
- matter – önemi olmak
- moon – ay
- members – üyeler
- mind – zihin
- main – ana
- million – milyon
- meet – buluşmak
- months – aylar
- metal – metal
- method – metod
- moment – an
- milk – süt
- middle – orta
- melody – melodi
- mouth – ağız
- maybe – olabilir
- modern – modern
- mine – maden
- movement – haraket
- major – majör
- meat – et
- molecule – molekül
- march – mart
- match – uymak, uygun olmak, eşleştirmek, eş, maç, kibrit
N Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde n ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- not – değil
- number – numara
- no – hayır
- now – şimdi
- new – yeni
- name – isim
- need – gerek
- near – yakın
- never – asla
- next – sonraki
- night – gece
- numeral – rakam
- north – kuzey
- notice – dikkat
- note – not
- nothing – hiçbir şey
- noun – isim
- nation – ulus
- natural – natürel
- necessary – gerekli
- nose – burun
- northern – kuzeyde bulunan
- nor – ne de
O Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde o ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- of – (edat) nin, ın, den, li, yüzünden
- on – (edat) üstünde, üzerinde, de, e doğru, yönünde, ile, civarında, esnasında. (zarf) durmadan, sürekli olarak, üstünde (giysi), giymiş olarak, beri, bu yana. (sıfat) olmakta olan, devam etmekte olan, çalışmakta, devrede, sahnede, hazır
- or – veya
- one – bir, bir tane, biri, birisi, kimse, tek
- other – diğer
- out – dışarı
- oil – sıvı yağ
- over – üzerinde
- only – sadece
- our – bizim
- old – eski
- off – kapalı
- own – kendi
- open – açık
- often – sık sık
- once – bir kere, bir kez, bir zamanlar
- order – sipariş
- oh – (ünlem) ey, hey, ah, aha
- ocean – okyanus
- object – nesne
- outside – dışında
- observe – gözlemek
- oxygen – oksijen
- opposite – zıt, ters, karşıt, karşı yönde
- office – ofis
P Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde p ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- people – insanlar
- part – bölüm
- place – yer
- put – koymak
- picture – resim
- play – oyun
- point – nokta
- page – sayfa
- paper – kağıt
- problem – sorun
- piece – parça
- products – ürün
- passed – geçti
- pattern – desen
- pulled – çekti
- plan – plan
- person – kişi
- produce – üretmek
- plane – düzlem
- power – güç
- pair – çift
- perhaps – belki
- picked – seçilmiş
- paint – boya
- probably – muhtemelen
- past – geçmiş
- paragraph – paragraf
- pushed – itti
- phrase – ifade
- per – için
- pound – paund
- possible – mümkün
- poor – fakir
- plains – ovalar
- presidents – başkanlar
- pay – ödemek
- party – parti
- period – dönem
- please – lütfen
- practice – uygulama
- provide – sağlamak
- poem – şiir
- pole – direk
- position – pozisyon
- process – işlem
- property – nitelik
- particular – özel
- plant – bitki
- park – park
- printed – boyalı
- plural – çoğul
- prepared – hazırlanmış
- pretty – güzel
Q Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde q ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- question – soru
- quickly – hızlı bir şekilde
- quite – epey, pek, oldukça
- quiet – sessiz, sakin, sessizlik
R Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde r ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- right – sağ, doğru
- read – okumak
- run – koşmak
- river – nehir
- really – gerçekten
- room – oda
- red – kırmızı
- remember – hatırlamak
- reached – ulaştı
- rock – kaya
- road – yol
- rest – dinlenme
- ran – koştu
- round – yuvarlak
- rule – kural
- ready – hazır
- region – bölge
- return – dönüş
- rain – yağmur
- reason – sebep
- record – kayıt
- race – yarış
- resent – yeniden gönderilen
- root – kök
- raised – kaldırdı
- represent – temsil etmek
- result – sonuç
- ride – binmek
- rolled – haddelenmiş
- remain – kalmak
- row – sıra
- report – rapor
- rise – yükselmek
- received – alınan
- ring – yüzük
- rich – zengin
- rather – oldukça, tercihen, epey, aksine, bilakis
- rhythm – ritim
- radio – radyo
- repeated – tekrarlanan
- rose – gül
- rope – halat
S Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde s ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- said – ‘say’ fiili geçmiş zaman, söylendi
- she – o (kadın için)
- so – yani
- some – bazı
- see – görmek
- sound – ses
- sentence – cümle
- say – söylemek
- same – aynı
- show – gösteri
- small – küçük
- set – ayarlamak
- such – böyle
- spell – büyü
- still – yine
- study – çalışma
- should – meli
- school – okul
- start – başlangıç
- story – öykü
- saw – testere
- something – bir şey
- seem – görünmek
- side – yan
- sea – deniz
- state – belirtmek,bildirmek
- stop – dur
- second – ikinci
- sometimes – bazen
- soon – yakında
- song – şarkı
- stand – durmak
- sun – güneş
- since – beri
- sure – emin
- ship – gemi
- short – kısa
- space – boşluk
- several – birkaç
- step – adım
- slowly – yavaş yavaş
- seen – görülen
- sing – şarkı söyle
- south – güney
- shown – gösterilen
- strong – güçlü
- star – yıldız
- street – sokak
- surface – yüzey
- scientist – bilim adamı
- stay – kalmak
- stood – durdu
- system – sistem
- shape – şekil
- six – altı
- size – boyut
- special – özel
- square – kare
- syllable – hece
- suddenly – aniden
- subject – konu
- simple – basit
- sit – oturmak
- sum – toplam
- summer – yaz mevsimi
- sat – oturdu
- store – mağaza
- sign – işaret
- sky – gökyüzü
- soft – yumuşak
- shall – olacaktır
- speak – konuşmak
- son – oğul
- sleep – uyumak
- snow – kar
- soil – toprak
- spring – bahar
- section – bölüm
- scale – ölçek
- stone – taş
- speed – hız
- sail – yelken
- smiled – gülümsedi
- someone – birisi
- surprise – sürpriz
- shouted – bağırdı
- skin – cilt
- sent – gönderildi
- symbol – sembol
- save – kayıt etmek
- signal – sinyal
- straight – düz
- statement – beyan
- stick – çubuk
- seed – tohum
- suppose – varsayalım
- strange – garip
- serve – servis
- separate – ayrı
- student – öğrenciler
- supply – arz
- sand – kum
- safe – güvenceli
- soldier – asker
- silent – sessiz
- seven – yedi
- sense – his
- string – ip
- spot – benek
- suggested – önerilmiş
- send – göndermek
- sight – görme
- stream – akış
- science – bilim
- swim – yüzmek
- sell – satmak
- shoulder – omuz
- spread – yayılmış
- sharp – keskin
- settle – yerleşmek, karar vermek, tayin etmek, halletmek, anlaşmak, ödemek
- southern – güneyde bulunan
- sister – kız kardeş
- suffix – son ek
- sugar – şeker
- stretch – uzamak, uzatmak, germek, esnemek, esnetmek
- solution – çözüm
- shoes – ayakkabılar
- shop – dükkan
- similar – benzer
- score – puan, skor
- steel – çelik
- substance – madde
- smell – koku
- sir – beyefendi
- seat – koltuk
T Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde t ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- the – isimden önce kullanılan belirli tanımlık, anlam içermez. ör: the book
- to – (edat) e, ye, ya, e doğru, göre, karşı
- that – şu, o, ki, diye (sıfat) öteki. (zarf) bu kadar, o kadar, böyle. (bağlaç) şu, o, ki, diye, için
- they – onlar, insanlar
- this – bu / (zarf) bu kadar, böyle
- there – orada
- their – onların
- then – sonra
- them – onları
- these – bunlar
- time – zaman
- two – iki
- than – göre
- take – almak
- thing – şey
- think – düşünmek
- through – vasıtasıyla
- too – çok
- tell – söylemek
- three – üç
- turn – çevirmek
- try – denemek
- tree – ağaç
- thought – düşündü
- those – onlar, bunlar
- together – birlikte
- took – aldı
- talk – konuşmak
- told – söylendi
- top – üst
- today – bugün
- toward – doğru
- true – doğru
- table – masa
- town – şehir
- travel – seyehat etmek, seyahat, gezi
- ten – on
- though – gerçi
- thousand – bin
- test – test
- train – tren
- third – üçüncü
- teacher – öğretmen
- tall – uzun, uzun boylu
- type – çeşit
- themselves – kendilerini
- temperature – sıcaklık
- tiny – küçücük
- trip – yolculuk
- trouble – sorun
- touch – dokunmak
- team – takım
- tone – ton
- thus – böylece
- tail – kuyruk
- trade – ticaret
- thick – kalın
- thin – ince
- tied – bağlanmış
- tube – tüp
- terms – şartlar
- truck – kamyon
- train – tren
- triangle – üçgen
- total – toplam
- tools – araçlar
- track – izlemek
U Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde u ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- use – kullanmak
- up – yukarı
- us – bize
- under – altında
- until – kadar
- usually – genellikle
- unit – birim
- upon – üzerinde
- understand – anlamak
- uncle – dayı,amca
- underline – altını çizmek, vurgulamak
V Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde v ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- very – çok
- vowel – sesli harf
- voice – ses
- verb – fiil
- village – kasaba
- valley – vadi
- visit – ziyaret etmek
- value – değer
- various – çeşitli
- view – görünüm
W Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde w ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- was – ‘be’ (olmak) fiilinin geçmiş zaman hali
- with- (edat) ile, birlikte, beraber, li
- word – kelime
- what – ne
- were – ‘be’ fiilinin geçmiş zamanı
- we – biz
- when – ne zaman
- which – hangi
- will – irade
- would – cekti, caktı, erdi, (soru hali) ermi , (soru hali) ermiydi , (koşul kipini ifade eder) hayali bir olayın veya durumun sonucunu gösterir
- write – yazmak
- way – yol
- water – su
- who – kim
- work – iş
- where – nerede
- want – istemek
- well – iyi
- why – neden
- went – gitti
- world – dünya
- while – süre
- walk – yürüyüş
- white – beyaz
- without – olmadan
- watch – izlemek
- whole – bütün
- wave – dalga
- wind – rüzgar
- war – savaş
- wood – ahşap
- wait – beklemek
- wheel – tekerlek
- week – hafta
- warm – sıcak
- wish – dilek
- wall – duvar
- window – pencere
- winter – kış
- wide – geniş
- written – yazılı
- wild – vahşi
- west – batı
- weather – su
- whether – eğer
- within – içinde
- wonder – merak etmek
- wrote – yazdı
- wear – giyinmek
- woman – kadın
- wire – tel
- whose – kimin
- won’t – yapmayacak
- wasn’t – değildi
- wing – kanat
- weight – ağırlık
- wash – yıkamak
- wife – kadın eş
- we’ll – yapacağız
- wouldn’t – ‘would’ olumsuz
- western – batıda bulunan
- wrong – yanlış
- worker – işçi
- women – kadınlar
- win – kazanmak
Y Harfi İle Başlayan İngilizce Kelimeler
En çok kullanılan bin İngilizce kelime içerisinde y ile başlayan kelimeler ve Türkçe anlamları.
- you – sen, siz, sana, size, seni, sizi
- your – senin
- year – yıl
- young – genç
- yes – evet
- yet – henüz
- you’re – sen
- yard – İngiliz uzunluk ölçüsü
- yourself – kendin
- yellow – sarı
Kullanım Sıklığına Göre Listelenmiş En Çok Kullanılan İngilizce Kelimeler ve Anlamları
En çok kullanılan ilk bin İngilizce kelime ve anlamları frekans sıklığına göre derecelendirilerek aşağıda verilmiştir.
Kitap, dergi ve gazete gibi basılı materyallerde geçen tüm İngilizce kelimeler toplamının üçte birini listemizdeki ilk yirmi beş İngilizce kelime oluşturuyor.
Örneğin İngilizce kitaplarda geçen her bir İngilizce kelimenin oranını Google Ngram Viewer sayfasında ilgili kelimeyi aratarak görebilirsiniz. Bu veriler Google’ın taradığı kitaplardan derlenmiştir (dergi ve gazeteler Google Ngram verilerine dahil değildir).
Birazdan göreceğiniz ilk yüz İngilizce kelime basılı materyallerdeki kelimeler toplamının yarısını ve ilk üç yüz kelime ise %65’ini oluşturuyor.
İlk 100 İçerisindeki İngilizce Kelimeler ve Anlamları
En çok kullanılan İngilizce kelimeler ve anlamları listesindeki ilk yüz kelimeye bakalım. Bu kelimeler hem yazılı hem de sözlü İngilizcede cümle yapıları içerisinde çok sık olarak kullanılmaktadır.
- the – isimden önce kullanılır. anlam içermez. Ör: the book
- of – (edat) nin, ın, den, li, yüzünden
- and – (bağlaç) ve, ile, de
- a – bir (tek başına kullanılmaz, isimle kullanılır) Ör: a boy
- to – (edat) e, ye, ya, e doğru, göre, karşı
- in – (edat) de, da, içinde, içine, halinde, olarak, içeriye, içeri. (sıfat) iç, içerde
- is – ‘be’ (olmak) fiilinin üçüncü tekil hali. Ör: He is … / She is … / It is …
- you – sen, siz, sana, size, seni, sizi
- that – şu, o, ki, diye (sıfat) öteki. (zarf) bu kadar, o kadar, böyle. (bağlaç) şu, o, ki, diye, için
- it – o, onu, ona
- he – o (erkek için)
- was – ‘be’ (olmak) fiilinin geçmiş zaman hali
- for – (edat) için, göre, amacıyla, doğru, uygun, yönünde, yarayan, karşı, dolayı, sebebiyle. (bağlaç) dolayı, nedeniyle, çünkü, zira
- on – (edat) üstünde, üzerinde, de, e doğru, yönünde, ile, civarında, esnasında. (zarf) durmadan, sürekli olarak, üstünde (giysi), giymiş olarak, beri, bu yana. (sıfat) olmakta olan, devam etmekte olan, çalışmakta, devrede, sahnede, hazır
- are – ‘be’ (olmak) fiilinin ikinci tekil ve çoğul şahıslar hali
- as – (zarf) kadar, olarak, gibi, iken. (bağlaç) ki; madem; olduğu gibi, diği gibi, iken, irken; karşın, rağmen; mademki
- with- (edat) ile, birlikte, beraber, li
- his – onun, onunki
- they – onlar, insanlar
- I – ben
- at – (edat) de, da, ye, ya, e, a
- be – olmak, bulunmak, var olmak; anlamına gelmek; mal olmak; tutmak (para); durmak
- this – bu / (zarf) bu kadar, böyle
- have – sahip olmak, olmak, elde etmek, almak, yapmak, etmek, kabul etmek, zorunda olmak, bulunmak
- from – (edat) den, dan, beri, den beri, itibaren
- or – veya
- one – bir, bir tane, biri, birisi, kimse, tek
- had – ‘have’ fiilinin geçmiş zaman hali
- by – tarafından (tek başına kullanılmaz, kelimeyle kullanılır)
- word – kelime
- but – fakat
- not – değil
- what – ne
- all – herşey
- were – ‘be’ fiilinin geçmiş zamanı
- we – biz
- when – ne zaman
- your – senin, sizin
- can – yapabilmek
- said – ‘say’ fiili geçmiş zaman, söylendi
- there – orada
- use – kullanmak
- an – bir (ör: an umbrella / bir şemsiye)
- each – her
- which – hangi
- she – o (kadın için)
- do – yapmak
- how – nasıl
- their – onların
- if – eğer
- will – irade
- up – yukarı
- other – diğer
- about – hakkında
- out – dışarı
- many – çok
- then – sonra
- them – onları
- these – bunlar
- so – yani
- some – bazı
- her – onu
- would – cekti, caktı, erdi, (soru hali) ermi, (soru hali) ermiydi, (koşul kipini ifade eder) hayali bir olayın veya durumun sonucunu gösterir
- make – yapmak
- like – hoşuna gitmek, hoşlanmak, sevmek, beğenmek, istemek
- him – (erkek) onu
- into – içine, içeriye, haline, -e, -ye
- time – zaman
- has – ‘have’ fiili üçüncü tekil şahıs
- look – bakmak
- two – iki
- more – (isim) çok, fazla şey, fazlalık, (sıfat) daha çok, daha fazla, (zarf) daha, bir kat daha
- write – yazmak
- go – gitmek
- see – görmek
- number – numara
- no – hayır
- way – yol
- could – (can geçmiş zaman)
- people – insanlar
- my – benim
- than – göre
- first – ilk
- water – su
- been – (be fiili geçmiş edilgen) olmuş, bulunmuş, var olmuş
- call – çağırmak, seslenmek, telefon açmak, sesleniş, çağrı
- who – kim
- oil – yağ, sıvı yağ, petrol
- its – onun
- now – şimdi
- find – bulmak
- long – uzun
- down – aşağı
- day – gün
- did – ‘do’ fiili geçmiş zaman
- get – almak
- come – gelmek
- made – ‘make’ fiili geçmiş zaman, yapılmış
- may – olası olmak, mümkün olmak, ebilmek, abilmek
- part – bölüm
101-200 Aralığındaki İngilizce Kelimeler ve Anlamları
İkinci 100 kelimelik liste, kullanım sıklığına göre 101-200 arasında yer alan kelimelerden oluşmaktadır.
- over – üzerinde
- new – yeni
- sound – ses
- take – almak
- only – sadece
- little – küçük
- work – çalışmak, iş
- know – bilmek
- place – yer
- year – yıl
- live – yaşmak, canlı
- me – beni
- back – arka, geri
- give – vermek
- most – en, en çok
- very – çok
- after – sonra
- thing – şey
- our – bizim
- just – sadece, yalnızca, hemen, biraz önce
- name – isim
- good – iyi
- sentence – cümle
- man – adam
- think – düşünmek
- say – söylemek
- great – büyük, müthiş, harika
- where – nerede
- help – yardım etmek, yardım
- through – vasıtasıyla
- much – çok
- before – önce
- line – çizgi, hat
- right – sağ, doğru
- too – çok
- mean – anlamına gelmek
- old – eski
- any – herhangi
- same – aynı
- tell – söylemek
- boy – oğlan
- follow – takip etmek
- came – ‘come’ fiili geçmiş zaman, geldi
- want – istemek
- show – göstermek, gösteri
- also – ayrıca
- around – etrafında
- form – form, şekil, biçim, şekil vermek, oluşturmak, kurmak, düzenlemek
- three – üç
- small – küçük
- set – ayarlamak
- put – koymak
- end – sonlandırmak, son
- does – ‘do’ fiili üçüncü tekil şahıs
- another – başka
- well – iyi
- large – geniş
- must – gerekmek, zorunluluk, -meli, -malı
- big – büyük
- even – düz, çift, eşit, bile, hatta
- such – böyle
- because – çünkü
- turn – çevirmek, dönmek, döndürmek, dönüş
- here – buraya, burada, burası, işte
- why – neden
- ask – sormak
- went – ‘go’ fiili geçmiş zaman, gitti
- men – erkekler
- read – okumak
- need – gerekli olmak, ihtiyaç duymak, gereksinim, ihtiyaç
- land – arazi
- different – farklı
- home – ev, aile ocağı, yuva, mesken, vatan
- us – bize
- move – hareket etmek, hareket
- try – denemek
- kind – tür, çeşit, cins, kibar, nazik, iyi, müşfik
- hand – el
- picture – resim
- again – tekrar, yine
- change – değiştirmek, değişim
- off – kapalı
- play – oynamak, oyun
- spell – hecelemek, büyü
- air – hava
- away – uzakta
- animal – hayvan
- house – ev
- point – nokta
- page – sayfa
- letter – harf, mektup
- mother – anne
- answer – cevap vermek, cevap, yanıt
- found – ‘find’ fiili geçmiş zaman, buldu, bulundu
- study – çalışmak, çalışma
- still – yine
- learn – öğrenmek
- should – meli, -malı
- America – Amerika
- world – dünya
201-300 Aralığındaki İngilizce Kelimeler ve Anlamları
Üçüncü 100 kelimelik liste, kullanım sıklığına göre 201-300 arasında yer alan kelimelerden oluşmaktadır.
- high – yüksek
- every – her
- near – yakın
- add – eklemek
- food – gıda, yiyecek
- between – arasında
- own – sahip olmak, kendi, kendisinin
- below – aşağıda
- country – ülke
- plant – bitki
- last – son
- school – okul
- father – baba
- keep – tutmak, saklamak, bakmak, korumak, sürdürmek
- tree – ağaç
- never – asla
- start – başlamak, başlangıç
- city – şehir
- earth – yeryüzü, toprak, dünya
- eye – göz
- light – ışık, hafif
- thought – ‘think’ fiili geçmiş zaman, düşünce
- head – kafa, baş, başkan
- under – altında
- story – öykü
- saw – ‘see’ fiili geçmiş zaman, testere
- left – sol
- don’t – ‘do’ fiili olumsuz
- few – az
- while – sırasında, süre
- along – boyunca
- might – belki
- close – kapatmak, yakın
- something – bir şey
- seem – görünmek
- next – sonraki
- hard – sert, zor
- open – açmak, açık
- example – örnek
- begin – başlamak
- life – hayat
- always – her zaman
- those – şunlar, onlar
- both – ikisi de
- paper – kağıt
- together – birlikte
- got – ‘get’ fiili geçmiş zaman
- group – grup
- often – sık sık
- run – koşmak, koşu
- important – önemli
- until – e kadar
- children – çocuklar
- side – yan, taraf
- feet – ayak, ayaklar
- car – araba
- mile – (ölçü) mil
- night – gece
- walk – yürümek, yürüyüş
- white – beyaz
- sea – deniz
- began – ‘begin’ fiili geçmiş zaman
- grow – büyümek
- took – ‘take’ fiili geçmiş zaman
- river – nehir
- four – dört
- carry – taşımak
- state – belirtmek, bildirmek, durum, eyalet, devlet
- once – bir kere, bir kez, bir zamanlar
- book – kitap
- hear – duymak
- stop – durmak
- without – olmadan, hariç, dışında
- second – ikinci
- later – sonra
- miss – özlemek, kaçırmak, yetişememek
- idea – fikir
- enough – yeterli
- eat – (fiil) yemek
- face – yüz
- watch – izlemek
- far – uzak
- Indian – Hintli, Kızılderili
- really – gerçekten
- almost – neredeyse
- let – izin vermek
- above – yukarıda
- girl – kız
- sometimes – bazen
- mountain – dağ
- cut – kesmek
- young – genç
- talk – konuşmak, sohbet, konuşma
- soon – yakında
- list – listelemek, liste
- song – şarkı
- being – olmak
- leave – ayrılmak, bırakmak, terk etmek
- family – aile
- it’s – o
301-400 Aralığındaki Kelimeler ve Anlamları
Dördüncü 100 kelimelik liste, kullanım sıklığına göre 301-400 arasında yer alan kelimelerden oluşmaktadır.
- body – vücut
- music – müzik
- color – renk
- stand – durmak
- sun – güneş
- question – soru
- fish – balık
- area – alan
- mark – işaretlemek, marka
- dog – köpek
- horse – at
- bird – kuş
- problem – sorun
- complete – tamamlamak, tam
- room – oda
- knew – ‘know’ fiili geçmiş zaman
- since – beri
- ever – hiç
- piece – parça
- told – ‘tell’ fiili geçmiş zaman
- usually – genellikle
- didn’t – ‘do’ fiili geçmiş zamanı olumsuz
- friend – arkadaş
- easy – kolay
- heard – ‘hear’ fiili geçmiş zaman
- order – sipariş etmek, sipariş, emir
- red – kırmızı
- door – kapı
- sure – emin
- become – olmak, -leşmek / laşmak
- top – üst
- ship – gemi
- across – karşısında
- today – bugün
- during – sırasında
- short – kısa
- better – daha iyi
- best – en iyi
- however – ancak
- low – düşük
- hour – saat, vakit, zaman
- black – siyah
- product – ürün
- happened – ‘happen’ fiili geçmiş zaman
- whole – bütün, tüm
- measure – ölçmek, ölçü
- remember – hatırlamak
- early – erken
- wave – dalga
- reached – ‘reach’ fiili geçmiş zaman
- listen – dinlemek
- wind – rüzgar
- rock – kaya
- space – boşluk, uzay
- covered – kapalı
- fast – hızlı
- several – birkaç
- hold- tutmak
- himself – (erkek) kendisi
- toward – doğru
- five – beş
- step – adım
- morning – sabah
- passed – ‘pass’ fiili geçmiş zaman
- vowel – sesli harf
- true – doğru
- hundred – yüz
- against – karşısında
- pattern – desen, kalıp, örnek, numune
- numeral – rakam
- table – masa
- north – kuzey
- slowly – yavaş yavaş
- money – para
- map – harita
- farm – çiftlik
- pulled – ‘pulled’ fiili geçmiş zaman
- draw – çizmek
- voice – ses
- seen – ‘see’ fiili geçmiş zaman, görülen
- cold – soğuk
- cried – ‘cry’ fiili geçmiş zaman
- plan – planlamak, plan
- notice – fark etmek, duyuru
- south – güney
- sing – şarkı söylemek
- war – savaş
- ground – zemin
- fall – düşmek
- king – kral
- town – şehir
- I’ll – (kısaltılmamış hali I will) ben yapacağım
- unit – birim, ünite
- figure – rakam, şekil, simge
- certain – kesin
- field – alan
- travel – seyehat etmek, seyahat, gezi
- wood – odun, tahta, ahşap
- fire – ateş
- upon – üzerinde
401-500 Aralığındaki Kelimeler ve Anlamları
Beşinci 100 kelimelik liste, kullanım sıklığına göre 401-500 arasında yer alan kelimelerden oluşmaktadır.
- done – ‘do’ fiili geçmiş zaman, yapılmış
- English – İngilizce
- road – yol
- halt – halt – durmak, durdurmak, duraklama, durak, mola
- ten – on
- fly – uçmak
- gave – ‘give’ fiili geçmiş zaman
- box – kutu
- finally – en sonunda
- wait – beklemek
- correct – düzeltmek, doğru
- oh – (ünlem) ey, hey, ah, aha
- quickly – hızlı bir şekilde
- person – kişi
- became – ‘become’ fiili geçmiş zaman
- shown – ‘show’ fiili geçmiş zaman, gösterilen
- minute – dakika
- strong – güçlü
- verb – fiil
- star – yıldız
- front – ön
- feel – hissetmek
- fact – gerçek
- inch – (ölçü) inç
- street – sokak
- decided – ‘decide’ fiili geçmiş zaman, kararlaştırılmış
- contain – içermek
- course – kurs, rota
- surface – yüzey
- produce – üretmek
- building – bina
- ocean – okyanus
- class – sınıf
- note – not almak, not
- nothing – hiçbir şey
- rest – dinlenme, istirahat
- carefully – dikkatle
- scientist – bilim insanı
- inside – içinde
- wheel – tekerlek, direksiyon
- stay – kalmak
- green – yeşil
- known – ‘know’ fiili geçmiş zaman, bilinen
- island – ada
- week – hafta
- less – az
- machine – makine
- base – baz, temel, üs, esas
- ago – önce
- stood – ayakta
- plane – düzlem, uçak
- system – sistem
- behind – arkasında
- ran – ‘run’ fiili geçmiş zaman
- round – yuvarlak, daire, çember, devir
- boat – tekne
- game – oyun
- force – zorlamak, kuvvet
- brought – ‘bring’ fiili geçmiş zaman, getirmiş
- understand – anlamak
- warm – sıcak
- common – alışılmış, müşterek, yaygın, umumi
- bring – getirmek
- explain – açıklamak
- dry – kuru
- though – gerçi
- language – lisan
- shape – şekil
- deep – derin
- thousand – (sayı) bin
- yes – evet
- clear – temizlemek, açıklamak, açık, temiz, parlak
- equation – denklem
- yet – henüz
- government – yönetim, hükümet, devlet
- filled – ‘fill’ fiili geçmiş zaman, doldurulmuş
- heat – sıcaklık
- full – dolu, tam
- hot – sıcak
- check – kontrol etmek, incelemek, çek, fiş, makbuz, hesap
- object – nesne, obje
- am – ‘be’ fiilinin ‘ben’ öznesi için kullanımı
- rule – hükmetmek, kural
- among – arasında
- noun – isim
- power – güç
- cannot – yapamamak
- able – yapabilmek
- six – (sayı) altı
- size – boyut
- dark – karanlık
- ball – top
- material – malzeme
- special – özel
- heavy – ağır
- fine – iyi, güzel, hoş, ceza
- pair – çift
- circle – daire
- include – dahil etmek
- built – ‘build’ fiili geçmiş zaman, inşa edilmiş
501-600 Aralığındaki Kelimeler ve Anlamları
Altıncı 100 kelimelik liste, kullanım sıklığına göre 501-600 arasında yer alan kelimelerden oluşmaktadır.
- can’t – yapamamak
- matter – önemi olmak, madde, konu, mesele
- square – kare
- syllable – hece
- perhaps – belki
- bill – fatura
- felt – ‘feel’ fiili geçmiş zaman, hissedilen
- suddenly – aniden
- test – test etmek, test
- direction – yön
- center – merkez
- farmer – çiftçi
- ready – hazır
- anything – herhangi bir şey
- divided – bölünmüş
- general – genel
- energy – enerji
- subject – konu
- Europe – Avrupa
- moon – ay
- region – bölge
- return – dönmek, dönüş
- believe – inanmak
- dance – dans etmek, dans
- member – üye
- picked – ‘pick’ fiili geçmiş zaman
- simple – basit
- cell – hücre
- paint – boyamak, boya
- mind – zihin
- love – sevmek, sevgi, aşk
- cause – sebeb olmak, sebep
- rain – yağmur yağmak, yağmur
- exercise – alıştırma / egzersiz yapmak, alıştırma, egzersiz
- egg – yumurta
- train – eğitim vermek, eğitmek, antrenman yapmak, tren
- blue – mavi
- wish – dilemek, dilek
- drop – düşürmek, damla
- developed – gelişmiş
- window – pencere
- difference – fark
- distance – mesafe
- heart – kalp
- sit – oturmak
- sum – toplam
- summer – yaz mevsimi
- wall – duvar
- forest – orman
- probably – muhtemelen
- leg – bacak
- sat – ‘sit’ fiili geçmiş zaman
- main – ana
- winter – kış
- wide – geniş
- written – yazılı
- length – uzunluk
- reason – sebep
- kept – ‘keep’ fiili geçmiş zaman
- interest – ilgi
- arms – silah, cephane
- brother – erkek kardeş
- race – yarışmak, yarış
- resent – yeniden gönderilen
- beautiful – güzel
- store – mağaza
- job – iş
- edge – kenar
- past – geçmiş
- sign – işaret
- record – kaydetmek, kayıt
- finished – ‘finish’ fiili geçmiş zaman, bitmiş, tamamlanmış
- discovered – ‘discovered’ fiili geçmiş zaman, keşfedilen
- wild – vahşi
- happy – mutlu
- beside – yanında
- gone – ‘go’ fiili geçmiş zaman
- sky – gökyüzü
- glass – bardak
- million – milyon
- west – batı
- lay – yatmak, yatırmak, uzanmak
- weather – hava, hava durumu
- root – kök
- instrument – araç gereç, enstrüman
- meet – buluşmak, tanışmak
- third – üçüncü
- month – ay
- paragraph – paragraf
- raise – yükseltmek, arttırmak, çocuk yetiştirmek, artış, zam
- represent – temsil etmek
- soft – yumuşak
- whether – eğer
- clothes – giysiler
- flower – çiçek
- shall – olacaktır
- teacher – öğretmen
- held – ‘hold’ fiili geçmiş zaman
- describe – tanımlamak
- drive – sürmek, sürüş
601-700 Aralığındaki Kelimeler ve Anlamları
Yedinci 100 kelimelik liste, kullanım sıklığına göre 601-700 arasında yer alan kelimelerden oluşmaktadır.
- cross – karşıya geçmek, çapraz, çarpı, haç
- speak – konuşmak
- solve – çözmek
- appear – görünmek
- metal – metal
- son – oğul
- either – her, her iki, herhangi biri, hiçbiri, ya, ya da
- ice – buz, dondurma
- sleep – uyumak
- village – köy
- factor – faktör
- result – sonuç
- jump – atlamak, zıplamak
- snow – kar yağmak, kar
- ride – binmek, sürmek, arabayla gezmek, gezinti
- care – umursamak, ilgilenmek, bakmak, bakım, özen
- floor – kat
- hill – tepe, tümsek, yokuş
- push – itmek, zorlamak
- baby – bebek
- buy – satın almak
- century – yüzyıl
- outside – dışında
- everything – herşey
- tall – uzun, uzun boylu
- already – zaten, çoktan, daha önce
- instead – yerine
- phrase – ifade
- soil – toprak
- bed – yatak
- copy – kopyalamak, kopya
- free – ücretsiz
- hope – ummak, ümit etmek, umut, ümit
- spring – bahar
- case – dava, durum, kılıf
- laugh – gülmek
- nation – ulus
- quite – epey, pek, oldukça
- type – çeşit, cins, tür
- themselves – kendilerini
- temperature – sıcaklık
- bright – parlak
- lead – öncülük etmek, liderlik etmek
- everyone – herkes
- method – metot
- section – bölüm
- lake – göl
- consonant – ünsüz
- within – içinde
- dictionary – sözlük
- hair – saç
- age – yaş
- amount – tutar
- scale – ölçek
- pound – paund
- although – olmasına rağmen
- per – her, beher
- broken – kırık
- moment – an
- tiny – küçücük
- possible – mümkün
- gold – altın
- milk – süt
- quiet – sessiz
- natural – doğal, naturel
- lot – çok
- stone – taş
- act – davranmak
- build – inşa etmek
- middle – orta
- speed – hız
- count – saymak, sayı
- cat – kedi
- someone – birisi
- sail – denize açılmak, gemi ile gitmek, yelken
- rolled – sarılmış, dürülmüş
- bear – ayı
- wonder – merak etmek
- smile – gülümsemek
- angle – açı
- fraction – kesir, kısım, parça
- Africa – Afrika
- kill – öldürmek, katletmek
- melody – melodi
- bottom – alt
- trip – yolculuk
- hole – delik
- poor – fakir
- let’s – haydi
- fight – kavga, dövüş, savaş
- surprise – süpriz
- French – Fransız
- die – ölmek, vefaat etmek
- beat – dövmek, vurmak, yenmek
- exactly – tamamen, tamı tamına, kesinlikle
- remain – kalmak
- dress – elbise
- iron – demir
- couldn’t – ‘can’ geçmiş zaman olumsuz
- finger – parmak
701-800 Aralığındaki Kelimeler ve Anlamları
Sekizinci 100 kelimelik liste, kullanım sıklığına göre 701-800 arasında yer alan kelimelerden oluşmaktadır.
- row – sıra
- least – en az
- catch – yakalamak
- climb – tırmanmak
- wrote – ‘write / yazmak’ fiili geçmiş zaman
- shout – bağırmak
- continue – devam etmek
- itself – kendisi
- else – başka
- plain – ova, yalın, düz, sade
- gas – gaz, benzin
- England – İngiltere
- burning – yanma
- design – tasarlamak, tasarım
- join – katılmak
- foot – ayak
- law – hukuk, yasa, kanun
- ear – kulak
- grass – ot, çim, çimen
- you’re – sen
- grew – ‘grow’ fiili geçmiş zaman
- skin – cilt
- valley – vadi
- cent – sent, doların yüzde biri
- key – anahtar
- president – başkan
- brown – kahverengi
- trouble – sorun, bela
- cool – serin
- cloud – bulut
- lost – kayıp
- sent – gönderildi
- symbol – sembol
- wear – giyinmek, giysi
- bad – kötü
- save – kayıt etmek, kurtarmak, para biriktirmek
- experiment – deney, deneme
- engine – motor
- alone – yalnız
- drawing – çizim
- east – doğu
- pay – ödemek, ödeme
- signal – sinyal
- touch – dokunmak, dokunuş, temas
- information – bilgi, enformasyon
- express – ifade etmek
- mouth – ağız
- yard – İngiliz uzunluk ölçüsü
- equal – eşit
- decimal – ondalık
- yourself – kendin, kendiniz
- control – kontrol etmek, kontrol
- practice – uygulamak, tatbik etmek, çalışmak, uygulama
- report – raporlamak, rapor
- straight – düz
- rise – yükselmek, yükseliş
- statement – beyan
- stick – yapışmak, yapıştırmak, sadık kalmak, çubuk
- party – parti
- seed – tohum
- suppose – farz etmek, varsaymak
- woman – kadın
- coast – sahil
- bank – banka
- period – dönem
- wire – kablo, tel, telgraf, elektrik teli, havale
- choose – seçmek
- clean – temiz
- visit – ziyaret etmek
- bit – parça
- whose – kimin
- receive – almak, teslim almak
- garden – bahçe
- please – lütfen
- strange – garip
- caught – yakalanan
- fell – düşmek
- team – takım
- god – tanrı
- captain – kaptan
- direct – doğrudan
- ring – yüzük
- serve – hizmet etmek
- child – çocuk
- desert – çöl
- increase – artmak, arttırmak, artış
- history – tarih
- cost – mal olmak, masraf, ücret, maliyet
- maybe – belki
- business – iş
- separate – ayırmak, ayrı
- break – kopmak, kırmak, bozmak, mola, ara
- uncle – dayı, amca
- hunting – avlanma, avcılık
- flow – akmak, akış
- lady – bayan, hanımefendi, leydi
- student – öğrenci
- human – insan
- feeling – duygu
- art – sanat
801-900 Aralığındaki Kelimeler ve Anlamları
Dokuzuncu 100 kelimelik liste, kullanım sıklığına göre 801-900 arasında yer alan kelimelerden oluşmaktadır.
- supply – tedarik etmek, sağlamak, arz
- corner – köşe
- electric – elektrik
- insect – böcek, haşere
- crops – ekin, hasat, mahsul
- tone – ton
- hit – vurmak, çarpmak, isabet etmek, çarpma, vuruş, darbe
- sand – kum
- doctor – doktor
- provide – sağlamak
- thus – böylece
- won’t – ‘will’ olumsuz
- cook – pişirmek, aşçı
- bone – kemik
- tail – kuyruk
- board – yazı tahtası, levha, yönetim kurulu
- modern – modern
- compound – bileşik
- mine – benim
- wasn’t – ‘be’ fiili geçmiş zaman olumsuz
- fit – uymak, uygun olmak, uygun
- addition – ilave
- belong – ait olmak
- safe – güvenli
- soldier – asker
- guess – tahmin etmek, tahmin
- silent – sessiz
- trade – ticaret
- rather – oldukça, tercihen, epey, aksine, bilakis
- compare – karşılaştırmak
- crowd – kalabalık
- poem – şiir
- enjoy – keyfini çıkarmak, tadını çıkarmak, sahip olmak
- element – unsur, element
- indicate – göstermek, belirtmek, işaret etmek
- except – dışında
- expect – beklemek, ummak
- flat – düz
- seven – (sayı) yedi
- interest – ilgi, alaka, çıkar, faiz
- sense – algılamak, hissetmek, algı, his
- string – ip, lif, tel, koşul, şart
- blow – esmek, patla(t)mak, darbe, vuruş, esinti
- famous – ünlü
- value – değer
- wing – kanat
- movement – haraket
- pole – direk, kutup
- exciting – heyecanlı, heyecan verici
- branch – dal, şube, branş
- thick – kalın
- blood – kan
- lie – yalan söylemek, yalan
- spot – benek, nokta
- bell – zil, çan
- fun – eğlence
- loud – yüksek sesli
- consider – düşünmek, değerlendirmek
- suggest – önermek, tavsiye etmek
- thin – ince
- position – pozisyon
- enter – girmek
- fruit – meyve
- tie – bağlamak
- rich – zengin
- dollar – dolar
- send – göndermek
- sight – görüş
- chief – şef
- Japanese – Japon, Japonca
- stream – akış
- plant – bitki, tesis
- rhythm – ritim
- eight – (sayı) sekiz
- science – bilim
- major – majör
- observe – gözlemek, gözlemlemek
- tube – tüp, tünel, metro
- necessary – gerekli
- weight – ağırlık
- meat – et
- lift – kaldırmak
- process – işlem
- army – ordu
- hat – şapka
- property – nitelik, mülk
- particular – özel, belirli
- swim – yüzmek
- terms – şartlar
- current – şu andaki
- park – park
- sell – satmak
- shoulder – omuz
- industry – endüstri, sektör
- wash – yıkamak
- block – bloke etmek, engel, büyük bina, blok
- spread – yayılmak
- cattle – sığır
- wife – kadın eş
- sharp – keskin
901-1000 Aralığındaki Kelimeler ve Anlamları
Onuncu 100 kelimelik liste, kullanım sıklığına göre 901-1000 arasında yer alan kelimelerden oluşmaktadır.
- company – şirket
- radio – radyo
- we’ll – yapacağız
- action – aksiyon, eylem, davranış
- capital – başkent, kapital, sermaye
- factory – fabrika
- settle – yerleşmek, karar vermek, tayin etmek, halletmek, anlaşmak, ödemek
- yellow – sarı
- isn’t – değil
- southern – güney, güneyli, güneye ait
- truck – kamyon
- train – tren
- printed – basılı
- wouldn’t – ‘would’ olumsuz
- ahead – önde
- chance – şans
- born – doğmak
- level – seviye
- triangle – üçgen
- molecule – molekül
- France – Fransa
- repeat – tekrarlamak
- column – sütun
- western – batı, batıya ait, batılı
- church – kilise
- sister – kız kardeş
- oxygen – oksijen
- plural – çoğul
- various – çeşitli
- agree – anlaşmak, hemfikir olmak, kabul etmek
- opposite – zıt, ters, karşıt, karşı yönde
- wrong – yanlış
- chart – grafik
- prepare – hazırlamak
- pretty – güzel
- solution – çözüm
- fresh – taze
- shop – alışveriş yapmak, dükkan
- suffix – son ek
- especially – özellikle
- shoe – ayakkabı
- actually – aslında
- nose – burun
- afraid – korkmuş, kaygılı
- dead – ölü
- sugar – şeker
- adjective – sıfat
- fig – incir
- office – ofis
- huge – kocaman, muazzam, devasa
- gun – silah
- similar – benzer
- death – ölüm
- score – puan, skor
- forward – ileri
- stretch – uzamak, uzatmak, germek, esnemek, esnetmek
- experience – deneyim
- rose – gül
- allow – izin vermek
- fear – korkmak, korku
- worker – işçi, çalışan
- Washington – Washington
- Greek – Yunan
- women – kadınlar
- brought – ‘bring’ fiili geçmiş zaman, getirmiş, getirilmiş
- led – ‘lead’ fiili geçmiş zaman
- march – yürüş yapmak, yürüyüş, mart ayı
- northern – kuzey, kuzeyli, kuzeye ait
- create – yaratmak
- British – İngiliz, Britanyalı
- difficult – zor
- match – uymak, uygun olmak, eşleştirmek, eş, maç, kibrit
- win – kazanmak
- doesn’t – ‘do’ fiili üçüncü tekil şahıs olumsuz
- steel – çelik
- total – toplam
- deal – ilgilenmek, ticaret yapmak, anlaşma
- determine – belirlemek
- evening – akşam
- nor – ne de
- rope – halat, ip
- cotton – pamuk
- apple – elma
- detail – detay
- entire – tüm
- corn – mısır
- substance – madde, içerik
- smell – koklamak, koku
- tool – araç
- conditions – koşullar
- cow – inek
- track – izlemek, iz, yol
- arrive – varmak, ulaşmak, gelmek
- located – yerleşik bulunmak, yeri saptanmak
- sir – beyefendi
- seat – koltuk
- division – bölüm, bölünme
- effect – etkilemek, gerçekleştirmek, tesir, etki
- underline – altını çizmek, vurgulamak
- view – görünüm
Kaynak
The Reading Teacher’s Book of Lists, Fourth Edition, Yazarlar: Fry, Kress & Fountoukidis
Tavsiyeler
En çok kullanılan İngilizce kelimeler ile ilgili bir diğer listeyi incelemek faydalı olabilir. İki liste arasında çok fazla ortak kelime olduğunu görebilirsiniz.
Yeni İngilizce kelimeler öğrenmek için sözlükler veya kelime listeleri üzerinden çalışmak çok verimli bir yöntem değil. Herhangi bir konu bağlamı olmadığında yeni kelimeler öğrenmek çok kolay olmuyor.
İngilizce dilinin yapısını öğrenirken aynı zamanda kelime dağarcığınızı geliştirmek için Lingusta Metodu İngilizce derslerini denemenizi tavsiye ediyoruz.
Başlangıç seviye İngilizce programımızda bu sayfada yer alan İngilizce kelimeler listesindeki kelimeleri 99 derste doğru telaffuz ile öğrenmenizi sağlıyoruz.
Audio tabanlı Lingusta Metodu İngilizce derslerine dilediğiniz zaman eposta adresinizle ücretsiz olarak başlayabilirsiniz.
Yorumları görüntüle
Araştırmamda çok yardımcı oldu sağolun
Faydalı olabildiysek ne mutlu :) Teşekkürler.
bu yaz öğreneceyim kelimeleri buldum galiba :)
çok sağolun bide fillerin 1. hali 2. hali 3. hali yazsanız süper olur
Çok yardımcı oldunuz teşekkür ederim ama sizden bir isteğim var yeni kelimeler olursa bana lütfen haber edin olurmu
Tek kelimeyle mükemmel
Gerçekten kelime eksiğime çok iyi geldi çok teşekkürler en kısa zamanda ek listeler bekliyoruzz .
Harika bir çalışma emeğinize sağlık
teşekkürler. bunlar gayet yardımcı olacaktır.
Çok başarılı buldum orta seviye ve üstü ile ilgili tavsiyelerinizi ve bunlarla ilgili videolarınızı bekliyorum sözü cümleler dahil olmak üzere teşekkür ederim iyi günler
En beğendiğim ingilizce '' 1000 kelime '' Teşekkürler kutluyorum.