Having gone all day without food, we greedily ate the hamburgers. (Bütün günü yemek yemeden geçirince, hamburgerleri aç gözlü bir şekilde yedik.)
We’re going to eat before we leave, and you’re going to act grateful. (Çıkmadan önce yemek yiyeceğiz ve sen tatminkar biri gibi davranacaksın.)
After a nice warm bath and a night’s sleep, she stopped in the hotel restaurant to eat breakfast. (Güzel sıcak bir duş ve bütün gece deliksiz bir uykudan sonra, o bir otelin restoranında durdu ve kahvaltı için bir şeyler yedi.)
You eat junk food too much, take care! (Çok fazla abur cubur yiyorsun, dikkatli ol!)
“You’re supposed to eat with a spoon or a fork.” she instructed calmly as she finished wiping the little hand (Küçük eli silmeyi bitirdikten sonra sakince “Yemeği kaşık ya da çatalla yemen gerekiyor” şeklinde bir açıklama yaptı.)
Student: What does eat means? (Öğrenci: Eat ne demek?)
Teacher: Eat means to consume. (Öğretmen: Eat tüketmek – yemek demektir.)
aşındırmak
The pot’s protective coating was eaten away by the acid. (Kabın koruyucu tabakası asit tarafından aşındırıldı.)