Lingusta İngilizce derslerini ücretsiz deneyin ve Türkiye'nin kullandığı yeni dil eğitim metodunu şimdi keşfedin.
promise (fiil) Söz vermek, vadetmek, garanti etmek, taahhüt etmek My father promised me that when I turn 18, he will…
province (isim) Vilayet, il, saha, taşra, yetki alanı, ülkenin idari bölümlerinden biri, eyalet My uncle was the governor of this…
really (zarf) Gerçekten, hakikaten, cidden I went to the hospital and it was really crowded. Public health is not good…
rest (fiil) Dinlenmek, dinlendirmek, kalmak, mola vermek I'm so tired that all I want is to go home and rest.…
always (zarf) Hep, her zaman, daima My mom has always taken care of us. (Annem hep bize baktı.) I always…
boss (isim) Patron, işveren Hey James,I want to introduce you my new boss, James Smith. (Selam James, seni yeni işverenim…
daddy (isim) Baba, babacığım I don't know why I thought that everything would be okay when daddy came. (Babam geldiğinde…
fast (sıfat) Süratli, hızlı Jack bought a fast car and he is very proud of it. (Jack hızlı bir araba…
federal (sıfat) Federal, birleşik, birleşik devletlere ait The federal government also manages the postal services. (Birleşik hükümet ayrıca posta hizmetlerini…
feel (fiil) Hissetmek, sezmek I asked Jacob how he felt like but he didn’t answer. (Jacob’a nasıl hissettiğini sordum fakat…